DARAĞACI

Tan vaktinin pusunu gördün mü hiç, Kızıla çalmış ilahi rengini gök yüzünün? Damarlarımı saran bu soğuk nefes senin biliyorum. Biliyorum şiirlerimi azdıran bu acının ortağısın. İşte tan vaktinin dayanılmaz haşmetinde, ufka gerilen bu hasret benim. Darmadağın binlerce hasretin gölgesinden Davud'i intikamla dirilen, Golyat'ın ensesine inen bu direniş te benim. Bizans'ın karanlık hatırasından, Boğaz'a süzülen bin yıllık yakamoz ışıltısı benim gölgem. Kuyuda İsmail'in haykırışı, Yakub'un kutsal gözyaşları, yüreğimdeki heyecan hep aynı, hep aynı sevda haykırtan bizi. Neden, niye bilmeden duyduğum yalnızlığın ismi yok. Tıpkı çölde kum tanesi gibi. Üzerine güneş değmiş, çaresiz yanmış, aşktan. Gel anlat şimdi, ölümcül düşleri. Şems-i Tebrizi gözlerle bakarak bana...

Ahmet Emre UĞUZ


 




ŞİİR PARKI