ABDÜLKADİR BULUT İÇİN
BEŞ İÇLENİŞ
1. Kaynaşma
Baba sen yoktun
ellerin de yoktu kitaplar üzerinde
yazıhaneden dönme evimize getirdiydim
saçlarında ak güvercinler taşıyan bir ozanı
Abdülkadir Bulut'u
Baba sen yoktun
gülüşlerin de yoktu kitaplar arasında
yazıhaneden dönme evimize getirdiydim
akıntının arkadaşı bir ozanı
Abdülkadir Bulut'u
Baba sen yoktun
acıları da çağırdıydım sokaktan
yazıhaneden dönme evimize
konukladımdı, yakasında karanfiller taşıyan bir ozanı
Abdülkadir Bulut'u
iliştirdiydi bir karanfil de benim yakama -
sonra sıcak bir çay içmiştik üstüne acıların!
2. Ağıt
Nereye yurdu olduğum acılar, nereye
karalar örtünerek Silifke'den, Anamur'dan
oturup Toroslar'ın karlı eteğine
nasıl duracağım ki türkü söyleyemeden
Yürünecek çok yol vardı, arkadaşlığı olur bunca sular
çiçek açacak gözyaşları vardı çalmadığın kapılarda
bu yürek daha onca yıl taşırdı acıları Toroslar
daha ne türküler vardı tümden yarım kalan
Ey acının ozanı, kasabalı Lorca
şimdi bitti mi duruşmalar, kovuşturmalar
bak, arkadaşlık ettiğin sular bile
ne zamandır akmıyor Toroslar'dan gür gür -
yurdun o gün bugündür
kendine bungun bir ırmak ardından dökülür.
3. Hatırlama
Ey yüreğini mıhlı acılara kazıtan ozan!
Senden sonra, yakım ve yıkımlardan sonra
acı ve kara türkülerin ozanı
Hüseyin Haydar'ı da getirdiydim
yazıhaneden dönme evimize
oturup yaslandıydı şiirden göğsümüze
Ey ellerini sıcak denizlere akıtan ozan!
Senden sonra, umut ve bulutlardan sonra
kırık ve ezik ezgiler ozanı
Hüseyin Haydar'ı da getirdiydim
yazıhaneden dönme evimize
uzanıp uyuduydu çekyattan göğsümüze
Ozanım! Hâlâ uyurken sen denize karşı kavganı
biliyorum ki denizleri tutmamış gözlerin
unutuşun türküsünü közlüyor Toroslar'ın eteklerinde -
sahi, kim sular şimdi nergislerini
Anamur'un toprak damlı evlerinde!
4. Serzeniş
Daha kimler kimler ki genç ölümlere senden sonra
senden sonra ölüm meleği daha bir yakışıklı
Cemal'di, Zafer'di, Azer'di, Cenk'ti
ölüm ki üstü kalsın kadar mert
Şairler Bütün Ölümlere Tanıktır kadar isyankâr -
sen hâlâ öldürme ustalığınla övünedur
şairler mezartaşlarının çiçek açması kadar genç!
5. Mersin
Ey ozan! sana doğdun öleli Akdeniz derlerdi
kalemin bile kağıttan kaydıkça Mersin'e düşerdi
Alibeyköy'den Anamur'a fırlamış
acı bir mürekkep sesiydin öldüğünde -
şimdilerde her hastalanışında
Ahmet Erhan'ın içil içil söylediği bir türküsün
türkünün adı Mersin!
Hüseyin Alemdar
( 1962 - )
Andız Dergisi, 7. Sayı, Abdülkadir Bulut Özel Sayısı
|