KÜN (*)
Şu günler bir tuhafım: düş kurmak bana yasak
Cehennem "ben"im / yoksa "başkası" mı cehennem?
Ağzım pas tutmuş kilit / dilim körelmiş bıçak
Gölgeme ters düşüyor bir yazgı gibi gövdem.
Haydiii büyük harflerle ve çığlıklar atarak:
AKŞAM OLSA DA YATSAK / SABAH OLSA DA KALKSAK.
Ne "tek"lik ne de çokluk bırakıldığım dünya
Ussal dayanağım yok: hem suçsuzum hem kurban
Ben miyim bir hiçliği sonsuz yansıtan ayna
Kendini aşmak için her gün yeniden kuran
Haydiii büyük harflerle ve ayağa kalkarak:
AKŞAM OLSA DA YATSAK / SABAH OLSA DA KALKSAK.
"Dün" yoktu "yarın" var mı? Bu bir çin işkencesi
Yeniden bana döndü göğüslediğim her taş.
Sırtımda bir dervişin yalnızlık elbisesi
Şiiri mülk edindim acıyla sarmaş dolaş.
Haydiii büyük harflerle ve şapka çıkararak:
AKŞAM OLSA DA YATSAK / SABAH OLSA DA KALKSAK.
Senin "yıkım"ın işte "şimdi"yi sorgulamak
Anladım: herkes bana hep ben olmayan bir ben
Her "geçmiş" yiten ırmak / her aşk kendine tuzak
Yine de kahramanca / "saçma"ya baş eğmeden
Haydiii büyük harflerle ve kadeh kaldırarak:
AKŞAM OLSA DA YATSAK / SABAH OLSA DA KALKSAK.
Ahmet Necdet (Sözer) ( 1933 - 2010 )
(*) Kün: arapça fiil. Mânâsı "Ol" demektir. Özellikle tasavvufî edebiyatta çok kullanılır. Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde Allah'ın, bir şeyin olmasını istediği zaman ona "Ol" demesinin yeterli olduğu; istenilen seyin hemen olacağı hususunda âyetler vardır (Bakara/11; Âl-i İmran/47, 59; En'âm/73, Nahl/49; Meryem/35; Yasîn/82; Gâfir/67) Kün kâinâtın ve her şeyin yaratılış emridir.
|
Gökliman, Toplu Şiirler, S. 141
|