ELSA'NIN GÖZLERİ

Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm Orada bütün ümitsizleri bekleyen ölüm Öyle derin ki herşeyi unuttum içlerinde. Uçsuz bir denizdir bulanır kuş gölgelerinde Sonra birden güneş çıkar o bulanıklık geçer Yaz meleklerinin eteklerinden bulutlar biçer Göklerin en mavisi buğdayların üzerinde. Karanlık bulutları boşuna dağıtır rüzgâr Göklerden aydındır gözlerin bir yaş belirince Camın kırılan yerindeki maviliğini de Yağmur sonu semalarını da kıskandırırlar. ...................... Ben bu radyumu bir pekbilent taşından çıkardım Benim de yandı parmaklarım memnu ateşinde Bulup yeniden kaybettiğim cennet ülke Gözlerin Peru'mdur benim Golkond'um, Hindistan'ım. Kâinat paramparça oldu bir akşam üzeri Her kurtulan ateş yaktı üstünde bir kayanın Gördüm denizin üzerinde parlarken Elsa'nın Gözleri, Elsa'nın gözleri, Elsa'nın gözleri.

Louis Aragon
( 1897 -1982 )


( Fransa )

Çeviri: Orhan Veli Kanık

Dünya Şiir Antolojosi 1, S. 657

Bu şiiri sesli izlemek için tıklayınız.

ELSA'NIN GÖZLERİ

Öyle derin ki gözlerin içmeye eğilince Yansıdığını gördüm orda tüm güneşlerin Oraya sığınışını bütün ümitsizlerin Öyle derin ki belleğim kayboldu içlerinde. Bulanık bir okyanustur kuşların gölgesinde Sonra birden hava açar ve değişir gözlerin Bulutlan biçer yaz eteğinde meleklerin Maviden de mavidir gök buğdayların üzerinde. Mavi göğün hüznünü boşuna dağıtır rüzgâr Açılır mavisi gözlerinin bir yaş parıldayınca Gökleri kıskandırır her yağmur sonrasında Cam da mavidir kırıldığı yerde bu kadar. Yedi sancılı ana ey gözü yaşlı ışık sen Yedi hançer delip geçti o renk prizmasını Gözyaşından yükselen gün daha dokunaklı İris daha mavidir yaslara bürünmüşken. Bir çift gedik açar mutsuzlukta gözlerin Kralların mucizesidir orada tekrarlanan Üç kral heyecanla bakıp gördüğü zaman Kulübede asılı mantosunu Meryem'in. Sözcüklere bir tek ağız yeter Mayıs ayında Bütün şarkılar ve bütün ah'lar vah'lar için Yetersizdir gökkubbe bütün yıldızlar için Gözlerin ve ikiz sırrı gereklidir onlara. Çocuk böylesine iri iri açmaz gözlerini Kaptırmış olsa da kendisini güzel resimlere Yalan mı söylersin bilmem gözlerin büyüdükçe Bir sağnak yabanıl çiçekler açmakta sanki. Şimşekleri mi gizliyorlar yoksa bu lavantada Böceklerin büyük sevdasıdır orda bozguna uğrar Ağına düşürdü işte beni kayan yıldızlar Denizde ölen bir denizci gibi Ağustos ortasında. Ben çıkardım bu radyumu bir pekblend taşından Ve yandı parmaklarım o yasak ateşlerde Ey bulup da kaybettiğim cennet belki yüz kere Gözlerin Peru'dur bana Golkond ya da Hindistan. Kâinat paramparça oldu bir akşam vakti Korsanların ateşler yaktığı kayalarda Bense parlarken gördüm denizin üstünde orda Gözlerini Elsa'nın gözlerini Elsa'nın gözlerini.

Louis Aragon
( 1897 -1982 )

Çeviri : Gertrude Durusoy – Ahmet Necdet

Mutlu Aşk Yoktur, S. 40-41




ŞİİR PARKI