GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA
Ben o yılların macerasından geldim,
Barut, toz ve ihtilaldi hepten,
Dolaklı, hilal bıyıklı süvarilerle,
Hüzünlü marşlar söyleyerekten
Bir davul bir zurna, bir üçlü, bir bayrak,
Saf çelik kılıçlar ata yadigârı,
Yorgun söğütler, mahzun yollar, kağnılar
Göğsü tekmil düğmeli bir zabitin ardından
Bir yıldızlı tan yerine at sürerekten.
Derdini bilemedik,
Dermanın olamadık Gazi Paşa.
Sana hasretimiz can-ü yürekten.
Artık bir özge tarih oldu yaşadığımız;
Bozkırdan, mavzerden, kandan ve sesten,
Namlular elpençe, sürgünler pusuda.
Kalpağın, dolgun bıyıkların, kırbacın
Bir sen kaldın, bir vatan kaldı, bir koşu,
Bir macera kaldı dillere destan.
Bir gök kaldı mavi, bir kitap yeşili...
Gayri bundan geri bana ağlamak yaraşır.
Temmuzda bir serçe kalkar Sakarya
Ağustosta Kartal döner.
Günler uzar hasretle dışımızdan, içimizden
Bir kuvvetli kumandadır bakışın Paşam,
Geceler içinde parıltılarla yanar,
Ağlamak ne kelime ki bizlere.
Ankara’dan gelir geçer trenim,
Bir gün olur elbet ben de binerim,
Varıp toprağına yüzüm sürerim.
Biz vatan çocukları Gazi Paşam,
Dilimiz takılı kaldı;
Diyemedik;
Boynumuz bükülü kaldı;
Doyamadık.
~ Turgut UYAR ~
Cumhuriyet Kitap, Sayı: 247, S. 17
|