MUSTAFA KEMAL
I.
ZAFER
Kavminin bir idam günündeydi ki
Ey Münci, sen Rabbin Yolunda geldin;
Mukaddes dağların üzerindeki
Bir aziz tepeye doğru yükseldin.
Bir gökten bir göğe akseden sayhan
İfritler dolaşan sırtları aştı;
Kafkaslar üstünde buzları kıran
Kasırga rüzgârı gibi dolaştı.
O zincir sesleri gelen yerlerden
İlâhî sesine toplanan ordu,
"Harise kan, ölüm!" diye andiçen
Bir yeni hürriyet askeri oldu.
Akıntı önünde mağrur Avrupa
Saralar içinde geri çekildi;
Korkudan çehresi solan bir dünya
Gök yere yıkılmış gibi ezildi.
İnönü, Sakarya ve Dumlupınar...
Bunlarla mağrur ol, sen ey Muzaffer!
Ölümün yonttuğu bu yalçın taşlar
Hak için dikilmiş tunç abideler.
Şu Metristepe'den yükselen kubbe
İmanın mukaddes bir siperidir;
Şu Duatepesi, şu Kocatepe
Bir büyük türbenin bekçileridir.
Bu kanlı toprakta yurt için ölen,
Hürriyet yolunda can verenler var;
Bir büyük aşk için kanı dökülen,
Din için mucize gösterenler var.
Ben seni burda bir dağın üstünden,
Güneşin doğduğu bir yerden gördüm.
Sevinçle haykıran halkın önünden,
İzmir'e Bursa'ya girerken gördüm.
Sen burdan yoluna bakan yerlere
Saçları dalgalı atını sürdün;
Kızları ağlayan kırk esir şehre
Hürriyet götürdün, necat götürdün.
Guillaume Tell, Washington gibi senin de
Başında zaferin bir tacı vardı;
Dünyaya yıldırım atan elinde
Allah'ın intikam kılıcı vardı.
Bu âdil silahı İskender, Sezar
Hiç bir gün bir yerde kullanamadı;
Bu vahşi kurtların mezara kadar
Zayıfı boğrnakla geçti hayatı.
Ne büyük baht sana, ne mutlu sana
Ey büyük Münci ki hırsı devirdin;
Esirler gömleği giyen vatana
Bir atlas bayrağı hil'at getirdin.
Osman'ın diktiği asırlık çınar
Yeni bir rüyanın ağacı oldu;
Gölgesi altına kemerli kızlar,
Üç telli saz çalan aşıklar doldu.
Uçurum önünde koca dünyayı
Avuçla tutarak kurtaran sensin.
Mirası bölünen şu Türkiye'yi
Tabuttan çıkaran kahraman sensin.
O senin açtığın alevden bayrak
Hürriyet kızının bir meş'alidir;
Dünyayı kızartan bu yeni şafak
Erguvan renklerin en güzelidir.
Bunun her damlası bir fenerdir ki
Kırmızı ziyası bütün beşerin;
Çöllerde yol açan bir ülkerdir ki
Kanayan ayakla yürüyenlerin.
Bu parlak yıldızı menfalarından
Paryalar, fellâhlar selamlıyorlar;
İrlanda, Somatra adalarından
Beyazlar, siyahlar selamlıyorlar.
(Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi,
5 Mart 1923, Sayı: 755)
~ Mehmet Emin YURDAKUL ~
Not: Bu şiir şairin Mustafa Kemal adlı
kitabına bir hayli değiştirilerek alınmıştır.
Atatürk Şiirleri, TDK, B. Necatigil, S. 7-9
|