GİTMEK

I gün gelir insan anlayıverir tek başına yaşlanan bir ağaç olduğunu o yüzden kederi yazmak isteyebilir rüzgârın gövdesinde açtığı yaralara sonbaharda şaşarak öğrenirsin yaprakların rengine inanmamayı ve zamanın o müthiş yalanını o müthiş yalanını tutkunun, ihtirasın anların, anıların, çılgın bir nehir gibi kör koşularda yaşadıklarının ve yaşayamadıklarının dağlarda, odalarda, avunmalarda çoğaldın sandığın azalmalarda kalbin ışıklarını yutan o ölü yıldızlarda düşen bir yaprağın son gülüşünde açan yankısız çığlıklarda şaşarak öğrenirsin zamanın ve hayatın büyük sırrını II gök sadece yağmura anlatır sonsuzluğu oysa unutur damla toprağa değer değmez yağmurun da kederli bir ülke olduğunu unutmaktan başka güz yokmuş gibi ve hayattan daha gerçek bir yalan toprağa ne söyler yağmurun sesi bir şarkı mı, bir şiir mi, bir güz hikayesi mi yaşlı bir ağaç olsan, çırılçıplak bir ağaç ne söylerdin, kalbinde esip duran rüzgâra? “beni terk et içimde sonbahardan başka bahar kalmadı” belki de gitmektir aşk, sadece gitmek avare bir kederi sarıp yaralarına rüzgârın devirdiği bir ağaç gibi köklerini sessizce bırakarak toprağa.

Ayten Mutlu
( 1952 -       )

İstanbul'un Gözleri, S. 35-36





ŞİİR PARKI