BABALAR GÜZELİNE MERSİYE

Gittin; dünya bir kafes, devâ mahpus, söz ketum Gittin; çekildi suyu can nehrinin; kaldı kum Doruklarda bahardın, derinde servi boylu Muhabbet fedaisi, yiğit, cihangir soylu Göklere yönelirdin gece gündüz, susardın Zamana defineler verip mekânı sardın Yetim kalmış çiçekler sana meftun bakardı Yuvanda gülkurusu bakışların kokardı Tenhada çoğaltırdın gözlerini kimsesiz Gözlerin başkaları için ağlardı sessiz Bereket dağıtırdın çocukların kalbine Sonbaharına erip döndürüldün Rabbine Kör bakmayı bilmezdin; özde ruhun yanardı Rüzgâr, yağmur ve güneş seni meczup sanardı Şimdi yansın kapılar, pencereler kırılsın Vadiyi sel götürsün, dağ ikiye yarılsın Öncü bir kıyametten geçtiğin ândı ölüm Sen rüyadan uyandın; senden uyandı ölüm Bu gün kardelenlere kanın sızdığı gündür Bu gün samanyolunda aşkın gezdiği gündür Ân gelir, seni nâçâr kılan dert nîran olur Alıcı kuşlar gibi vurulup vîran olur Yedi iklimden sorar düşlerini yârenler Buhurdanlıkta taşır hâtıranı erenler Kırlangıç yuva yapsın şimdi lâlezarına Erguvan tohumları ekildi mezarına Bu mezar taşı kime ne söylüyor; bu yıldız Bu gök, yaralı bulut, çâresizlik; bu ıssız Ülkenin hangi dağı, ovası şimdi benim Seninle sessizliğin koynuna girdi tenim Âh kırılan ellerim, ah çürüyen kanlı göz Bir cefâ girdabında dalgalanıp yandı öz Her yüzde bir tebessüm oluyor filizlerin Haramilerde bile ışıldıyor izlerin Nâm yurdunda gölgeydin, merhamet burcunda dev Sokak garip; münzevi bir rüyada şimdi ev Hicrana varan yolun her köşesinde serap Şehir şehir ürperiş, ülke ülke ıstırap Bu gün hüznün şairi lif lif çözdüğü gündür Bu gün kalemin “eyvah” diye yazdığı gündür.

NURULLAH GENÇ



ARKADAŞINIZA GÖNDERMEK İÇİN :




ŞİİR PARKI