RUBÂİLER
YOLLAR
Bir yol bilirim; Âdem’le Havvâ’ya gider,
Bir yol bilirim, gizlice sevdâya gider.
Bir yol ki ömür bahçelerinden geçerek,
Yaşlarla, figanlarla musallâya gider!
MEZAT PAZARI
Gönlüm pazar olmuş sana, gel kâra buyur
Gel, mihnete gel, derde gel, efkâra buyur!...
Diller dökerek yetmedi takrire dilimi,
Lutfeyle sükutumdaki ikrâra buyur!
GÖNÜLDEN GÖNÜLE
Her aşkı sarar mazi bir başka tüle
Sönmez bu ateş öyle gömülmekle küle!
Her gün yeni baştan eşilip tazelenir
Taa haşre kadar sürer gönülden gönüle.
KUTSAL ATEŞ
Sevdâ-zedeler düşlere kanmış; kanacak,
Her gün nice mecnûn uyanıp uslanacak!
Gönlüm, sen asıl kendine yan çünki bu aşk,
Mısra mısra tütüp, müebbet yanacak!..
DÖNER DOLAP
Ey yolcu değişmez bu devir hırsı bırak!
Bir müddeti var sayıyla dönmekte bu çark…
Okşar da bugün pembe bulutlar başını
Öpmez mi yarın ayaklarından toprak?
HARABÂT EHLİ
Cânân gelir aklıma hep, cân gider!
Günler geceler permeperişân gider…
Her kim ki düşer böylesi bir fırtınaya,
Vîrân gelir âleme, vîrân gider!..
AŞK EFSANESİ
Leylâ dediler; gönlümü açtım sana ben,
Sevdâ dediler; ömrümü saçtım sana ben.
Beyhûde yanar sonunda Mecnûn’a cihan
Baştan bırakıp kendimi kaçtım sana ben…
BÜYÜK ÇİLE
Aşk erleriyiz bizlere mantık ne gerek
Mecnûn’a ha düş, ha böyle çılgın gerçek!
Her gün yeni bir umutla dünyaya gelip
Öldük yeniden her gece Leylâ diyerek!
ŞAH-ESER
Nazmımda o şâh oldu her ilhâma perî,
Mısrâ; kalemin sadece kulluk hüneri.
Bir şâheserin kâtibi olmak ne şeref;
Yazdıklarımın hepsi o şâhın eseri...
FAL
Sen karşıma, her özlediğim anda çıkarsın!
İzmir'de çıkar; Kars'da çıkar, Van'da çıkarsın...
Hiç böyle vefa görmedi âlemde hakikat;
Yollar kapanır, sen yine fincanda çıkarsın!
MECNUNLAR SAHRASI
Biz çölde yetiştik; çile yâr oldu bize
Sermayemizin külleri kâr oldu bize!..
Tek müjde nasip olmadı hiçbir kuyudan
Biz hep su dedik, yankısı nar oldu bize!..
TAŞLARIN HİKÂYESİ
Bir gün, elbette bu gözlerden akan yaş kesilir!
Kapanır cümle rızıklar; su biter, aş kesilir…
Ve asırlarca susar, bir kara toprak yığını;
Bu sağır kubbenin altında, cihan taş kesilir!
Tanrım; acaba sahte mi gözlerdeki nur?
Aldanmadayım her şeye mahmûr mahmûr...
Madem ki ne var, ne yok dünyada, yalan;
Öyleyse neden hesabı ciddi sorulur?
Hakk herşeyi hakkınca nasip etti meğer
Tırtıl iki diş bulsa bütün ormanı yer
Kaç gün dayanır zavallı kuşlar acaba
Bir furya kanatlansa şu haydut kediler?
Söz taciriyim, inci güher söylemedim.
Fikrimde hayır yoksa da şer söylemedim.
Tanrım şımarıp rahmetinin bolluğuna.
Affet! Yarım aklımla neler söylemedim.
Bekir Sıtkı Erdoğan ( 1926 - 2014 )
>
|