ELEY

Sancılı günlerin doruğunda uzandım yıldızsız gecelere pusudaydı ölüm, biliyorum susan bir namlunun ucunda adetlerimiz, törelerimiz de...

Eley (bir güzel kız) bekliyor beni, bekliyor biliyordum nehirin öte yakasında boynunda kefeni, elinde bohçasıyla harmanların üstünde...

tepelerden tepelere uçtum pusam pusamdı yağmur hani o çınar var ya dedemin mezarında boy atar ya! .. durup dinlendim bir süre altında son solgun yapraklarını yağdırdı üstüme duydum seslerini derinden yaklaşıyorlardı gecenin serinliğinde - bunlar kemirgenlerdi kemirgenler -

çıplaklığıyla gördüm bir yıldızdı kayan tepemde güçlen dedim dizlerim güçlen sevin dedim yüreğim sevin Eley (bir dilber kız) bekler beni bekler, bilirim nehirin öte yakasında harmanların üstünde boynunda kefeni, elinde bohçasıyla...

tüfeği omuzuma tersinden astım yavaştan bir türkü tutturdum (de gel bemal, de gel ben divane değildim evvelleri gözlerinin taklası oldu deli divane eyleyen

ben avare değildim evvelleri saçlarının buklesi oldu böyle avare eyleyen

ben sürgün değildim evvelleri onulmaz aşkın oldu ilimden sürgün eyleyen

de gel bemal, de gel derelerde dolanma, dereler puslu olur ovalarda akrep olur, yılan olur kırmızı güller takma, gören olur evliye gönül verme, hüsran olur ver elini elime bemal çıkalım yaylaya yaylaya ki ben yağmur yüklü bahar bulutuyum gürlerim üstünde iki pay sabahtan iki pay geceye kadar .................................)

yolum kısalmıştı türküm gibi ki bir tüfeğin acı sesiyle ayıldım sonra derinden gelen bir uğultu sonra havlamaları köpeklerin, ulumaları ve bir baykuş, üç kez öttü! ..

işte böyle bizim hikaye: Eley bekliyorken harmanların üstünde ölümün tuzağına düştü törelerin kör karanlığında üşümüş ellerinde bohçası kaldı nah şuramda ateşi kaldı nehirin öte yakasında harmanların üstünde...

Bora ALAGÖZ


 




ŞİİR PARKI