İBADET
– Aziz ve liyakatli Türk oğlu Fatih Ordu'ya ithaf -
Başka bir zamanda geçti gençliğim,
Devrin talebiyle güne dem tuttum (1)
Kıblemi tanıdım, amma neyleyim,
Kıbleme secdeyi tamam unuttum.
Secde etmesem de Hakkı danmadım (2)
Hakkın "biley"iyle cilalanmadım.
Ben razı değilim öz hafızamdan,
Açılır fikrimde sözün yumağı,
Ne kadar çalıştım, bu yaşımda ben,
Öğrenebilmedim namaz kılmağı.
Bu da bir rengidir belki günahın,
Hayrım da boğulur bazan şerrimde.
Kalmaz hafızamda Kadir Allah'ın
Bana yazdırdığı şiirlerim de.
Artık dönüp devran, değişip zaman
Gelmek isteyirem Hakk'a secdeye.
Bir yol bulmak için, şimdi Tanrı'dan
Her gece ellerim uzanır göye:
– İlahi, kalbimi açıram Sene
Sen gerçeğe döndür rüyalarımı,
Diz çöküp önünde geldim secdene
Kabul buyur benim dualarımı.
İbadet! Allah'la ruhanî sohbet,
İbadet! Öz arzum, öz niyyetimdir.
Becerebilmedim, yaş geçip.. fakat
Benim dualarım ibadetimdir.
Allah'a duama, namaz yerine
Başka tür ibadet, başka yol dedim.
Kol, boyun! Bağlıdır biri birine
Boynun yüküdür sınmış (3) kol dedim.
Çoktur günahları ömür yolumun,
Neylerim bu sözü bana el dese,
Ben neye lazımım, sınmış kolumun,
Yükünü, cevrini boynum çekmese!
Gördüm, yakaladı, günah tövbeyi
Ruhumuz nefiste yok olmuş bizim.
İlahi, o kadar unuttuk seni
Basiret gözümüz tutulmuş bizim.
Bizi dara çekti günahlarımız,
Bendelik (4) etmedim Tanrı'ya ben de,
O kadar unuttuk biz seni, yalnız
Geldin aklımıza zora düşende.
Dünyanın garibe oyunları var;
Evvel aldatanlar aldanır bugün.
Dün senden el çekip rütbe alanlar,
Seni tebliğ eden molladır bugün. (*)
Rabbim, yardımcı ol bugün sen bize,
Işık saç karanlık yüreğimize,
Biz bu var dünyada, yaşarken "yok"uz,
Sen yok iken varsan, biz varken "yok"uz.
Bize bir keramet bahşeyle yoktan,
Edelim her daim sana secdeyi,
Ey göze görünmez, ey yeri pinhan,
Gönül gözümüzle görelim seni.
Bizim kalbimize nur ver, İlahi!
Bizi Hakk yoluna döndür, İlahi!
Senin yardımına muhtacız bugün
İşit feryadımı, işit nalemi.
Bizim derdimize ortak et bugün,
Bizim derdimize suskun âlemi.
Dözdük (5) bu on yılı, dözeriz yine,
Başka bir hikmettir, kahreden beni:
Şaşırmış kalmışım senin sabrına
Sözüm küfür ise affet sen beni.
Kaldı yad elinde namus, arımız,
Millet unutulmuş, halk unutulmuş.
Bir lokma ekmekçin evlatlarımız
El kapılarında didergin (6) olmuş.
Diyanet, liyakat kalmadı bizde,
Her gün "gelme"lerle dolar memleket,
Öz doğma, öz helâl vatanımızda,
Ecnebi gelmeye el acır millet.
İşçi emeğini alamaz neden
On kat fazla alır yad (7) oğulları,
Bizim aç işçinin göynertisinden,(8)
Göğerir gelmenin gömgök doları.
Bu millet verilen kuru va'deye,
Elden gelen paya şükran edilmiş,
İçilen bol suyla, bomboş mideye,
Yuttuğu havaya şükran edilmiş.
Doğma memlekette, doğma diyarda,
Bu halkı sahipsiz koyma, Allah'ım,
Yırtık çadırlarda, sert kışta, karda,
Donan çocuklara kıyma, Allah'ım.
Millet, yalanı mı hakikat bilmiş
Riyalar, boyalar basmış ülkeyi,
Bir lokma ekmeğe muhtaç edilmiş,
Bu halkın üstüne çek öz gölgeni.
Millet hep sabaha bakar bugünden,
İşaret görünmez, karşı dumandır,
En adi, en küçük hakkımızla sen,
Bizi imtihana çekme, amandır.
Gel bu imtihandan sen kurtar bizi,
Ya Rabbim, akıl ver, kemal ver bize,
Çoktan unutmuşuz düşmanımızı,
Düşman kesilmişiz birbirimize.
Yol bir olmalıdır, akide birse,
Bir çok tarikata ayrılmışız biz,
Ailede ikilik çekişmedirse,
Millette ikilik felaketimiz!
Vatan bir, millet bir, yollar türbetür,
Akide akyalan, maksat kürsüdür,
Eski masallara, eski ses–küye, (9)
Teze ad verdiler, adres verdiler.
Göze kül üfürürp, yüce kürsüye
Akide gömleği giyindirdiler.
Tarih sahnesinden korkuram sile,
Biri birimize bu nefret bizi.
Affet suçumuzu, bize rahmeyle,
Bu derin uçurumdan halas et bizi
Bizi indirdiler göklerden yere,
Döndür tarihimin altın çağını.
İlahi, hükmünle kaldır göklere
İslam bayrağını, Türk bayrağını.
1-3 Ocak 1999
Bahtiyar Vahapzade ( 1925 - 2009 )
( Azerbaycan )
(1) Güne dem tutmak: Zamana uymak
(2) Danmadım: İnkâr etmedim
(3) Sınmış: Kırılmış
(4) Bendelik: Kulluk
(5) Dözmek: Katlanmak, dayanmak
(6) Didergin olmak: Zorunlu olarak başka bir yere göçmek
(7) Yad: Yabancı, ecnebi
(8) Göynerti: İç sızlaması
(9) Ses–küy: Gürültü
(*) Bugün Azerbaycan'daki din adamlarının pek çoğu Sovyetler Birliği
zamanında okullarda Marksizm ve Leninizm dersi veren muallimlerdi.
|
Soru İşareti, S. 82-87
|