İSTANBUL
Boğaziçi…
İki kıta
Dayanmış baş başa
Ortasında bu yolun,
Bir tarafı Avrupa’dır,
Bir tarafı Asya,
İstanbul’un…
Türkoğlu durup ortada
Seyreder
Sağını,
Solunu.
Bir şehirde birleşir
İki kıta…
Birinin başlangıcıdır,
Birinin sonu…
Sol tarafında
Debdebeli, geçmişten hatıra kalan
Başı göklere yücelen,
Camileri, kaleleri…
Durur bin yıldan beri
Sağ tarafında
Modern evler, bankalar, oteller…
Türkoğlu
Gözlerinden sualler yağa yağa,
Kâh sola bakıyor, kâh sağa,
İstanbul’un geçmişi vugarlı, şanlı,
Bugünü kendine yad,
Geleceği dumanlı.
Bugün
Bir ayağı Avrupa’dadır,
Bir ayağı Asya’da
Türk’ün
Kulaklarında motor sesi,
Dilinde Kur’an sûresi
Türk’ün…
Zaman onu dillendirir,
Asrın ahengine ses verir,
Düşünüp derinden
Ancak babası çeker eteklerinden.
Çırpınır şehir
İkilik içinde
Düğüm düğüm olmuş fikirler
Asrın keşmekeşinde.
Bir şehirde buluşur
İki dünya, iki âlem,
Bulacaktır eminim,
Türkoğlu hak yolunu,
O, şimdilik seyreder
Sağını,
Solunu…
Yüreği, Şark yüreği,
Aklı Garp aklıdır,
Türk’ün.
Bu tezattan sinesi dağlıdır,
Türk’ün.
Durmuş his ile aklı arasında,
Hakikatle masal arasında,
İleri mi gitsin,
Geri mi dönsün?
Geçmişinden kopamıyor,
Arıyor,
Arıyor,
Arıyor,
Önünde ışık var,
Arayan bulur…
Sular aktıkça durulur…
Bahtiyar Vahapzade ( 1925 - 2009 )
( Azerbaycan )
Vahabzâde 1998, III c, S. 35-37
|