ANTEP KÖPRÜSÜ

Dağları Türkmendir ve çarşısı Anteb’in Derici, dokumacı, demirci Sokaklarında bir taş kalmışsa top ateşinden Ardında bir eski tüfek vardır Bir çift öküz karşılığı alınmış Yatak yorgan satılarak gecenin işlediği Bir çıplak namlu vardır Ve topların kuşattığı ay ışığında Üzüm fıstık ve acı zerdali çekirdeği Bir açlığı öğütür ağır değirmen taşı Amansız salgıncı emperyalizmin. Köylüler silahlanmışlardır ilkönce Memik ağa, Dede ağa, Çavdar ağa Bir kan çizgisi çizmişlerdir Türkmen sabanıyla toprağa. Şahin bey gelir Kilis yolundan Bir bölük bulutla köprü başına Yol vermemeye Antep kentine Gece oldu, gündüz oldu, gün doğdu ay battı Dört kanlı gün tüfeğinin beşiğinde yattı Vermedi üzüm bağlarını Anteb’in, Verdi son fişeğini Elmalı köprüsünde Verdi bir kara salkım gibi gençliğini Kırmızı toprak üzerine budanmış asma Dal güzel bedeninden, can çardağından. Uyan Şahin uyan, uyanmaz mısın? Uyanır ola, Şahin beyin yerine Çarşısı, sokakları ve evleriyle Yıkık duvar dibinden mermisiyle Emperyalizmin kanlı gözlerini Nişanlıyan, bağlar yiğidi Işıldak bey! Bir taş kaldıkça, bir tek canda Bir can kaldıkça, bir tek canda Antep dayanacaktır ve Kuvayı Milliye Çıplak ve aç sürdürecektir savaşı Karlı, özgür güney dağları adına. Fransız topları dört bir yandan Topladığı askerleriyle kara Afrika’dan, müslüman Cezayir’den. Ezilmiş halklara verecektir ateşi Sivas’tan yola çıkarılmış simgesel top Ateşliyecektir uzak tepelerden iki soylu mermiyi Bağımsızlık ekmeğiyle, ölüm ekmeğini Bölüştürecektir sofrasında yiğitlerin. Bez dokur Antep dokumacıları Hiç kimse evinden bir ak bez Vermeyecektir kaleye asılacak. Dağlara doğru çekilirken halk Bir ağıttır Antepli bağ budayıcı Arif’in sözleri - Bizi Fransızlar yenemedi kardeşler bilesiniz Bizi açlık yendi verimli toprağımızda. Halkçı, 8 Kasım 1973

Ceyhun Atuf Kansu
( 1919 - 1978 )

Bütün Şiirleri 1, Güneş Salkımı S. 141-142



ŞİİR PARKI