"Bir ulu çınarın / Ayrı iki dalı gibiyiz / Sen bir dalı / Dalların en körpesi / Göklere yıldızlara yakın / Doruktasın // Dilersen portakal rengine boyanır bulutlar / Akşamları hayal içindesin / Samanyolundasın geceleri / Seyran edersin // Ben öteki dalı / Çınarın gövdesine yakın / Eğilmişim / Kara toprak kemen atmış boynuma çeker // Ben çekerim / Ecel teri döktürür / Her düşen yaprak // Gayrı yalnızlıktan / Böcek seslerinden usandım / Bakma aradaki dallara / Son gücümle biraz ben doğrulayım / Biraz sen eğil"
Bu şiire İKİ DAL adını vermiş unutulmuş ozan. 1957'de Dost Yayınlarından kitaplaşan ilk yapıtının adı da İki Dal.
Üç dizelik MARİFET şiiriyle başlıyor ozanın ilk kitabı:
"Suya dokunmazmış / Sabuna dokunmazmış / Pise bak"
Orhan Veli'den Oktay Rifat'tan bir iki örneği anımsatsa da 1957'de "Garip şiiri" etkisini yitirmiştir iyiden iyiye. Toplumcular, Attila İlhan'ın sosyal gerçekçiliği, ileriki yıllarda Hisarcılar olarak adlandırılacaklar, bir eleştirmenimizin ilk adlandırmasıyla İkinci Yeniciler unutulmuş ozanımızın ilk yapıt yıllarına şiir sunmaktadır.
Kapakla iç desenlerini Metin Eloğlu'nun yaptığı yapıtın arka kapak yazısından ozanın 1916 doğumlu, Rumelili olduğunu öğreniyoruz. "Evli bir çocuğu vardır. 20 yıldan bu yana şiirin çilesini çekmektedir. İki Dal ilk şiir kitabıdır."
Unutulmuş ozanın şiir nitelikleri de eklenmiş arka kapağa: "Şiirlerinde ilk göze çarpan nitelik, rahat ve kolayına söylenmişliğidir. Bazan iki-üç mısraya sığdırıverdiği söyleyecekleri, arınmış yunmuş ve yoğunlaştırılmıştır. Şiirleri altalta sıralı bir sözler yığını olmaktan çekip çıkırmasını bilmiştir."
Şiirlerinin çokluk "Seçilmiş Hikayeler”,”Pazar Postası" dergilerinde yayımladığını eklemeyi de unutmamış kapak yazısını yazan. Bu tür yazıların ardına düşmüşümdür: Kim yazdı? Varlıkları Yaşar Nabi'nin yazdığını biliyoruz. Ben bunu Salim Şengil'in yazdığını düşünürken Ali Parmakerli'nin yazdığını öğreniyorum...Takma ad mı, kimbilir?
Ozanın şiirleri gerçekten de kapak yazısında saptanan gibi:
"Biri mapusanade yatar / Hürriyet / Burnunda tüter / Hatırlanmak ister / Aranmak ister // Biri hastanede yatar / Medet umar ölümden / Şifa bekler // Kanaryam / Gözüm kadar sevdiğim / Kafeste öter // Uzanamaz / Hiçbirini kurtaramaz / Çaresiz şiir yazar /Kırılası elim /// Güzelliğin geçecek / Unutmayasın / Bir sevildiğin kalacak yanına / Yağmurlu geceleri hatırla // Gelmeyesi o gün / Bir şarkı söyleyisin içinden / Aynalara bakmayasın / Bu şiir senin için yazıldı / Bilesin."
Bu unutulmuş ozanımızın “yapıtını gördüğü yıl” şunlar da yayımlanmış: Bir Kapı ününde (Özdemir Asaf), Sonrası (Cahit Sıtkı Tarancı), Kıt Kanaat (Özker Yaşın), İlk Defa (Faik Baysal), Başşehir Sokağı (Şemsi Belli), Ağaran Dünya (Şahinkaya Dil), İstanbul Caddesi (Feyzi Halıcı), Bölük Yaşantı (Özdemir Nutku), Kör Ayna (Ümit Yaşar Oğuzcan)...
1957 seçim yılıdır ülkemizde. “Menderes yönetimi" ilk dört yılın başarısının "siyasal" yorgunudur. Sonradan açıklanacağı gibi "yandaş" yazarlara, gazetecilere, ozanlara (Necip Fazıl da bunlardandır...), gazete "patronlarına" örtülü ödenekten bol katkılar sunmaktadır. Çoğunluk sistemi gereği seçimde 419 milletvekili çıkaracaktır. Aynı yıl daha önce kazanamadığı için ilkin ilçe yaptığı Kırşehir'i yeniden il yapacaktır. Ortam gergindir iyice. Çoğu yazar, gazeteci "ortalıkta görünmemeye, durumu kapalı söyleyişlerle geçiştirmeye" çalışır. İki Dal'ın yayımlandığı yıl Fuat Köprülü DP'den "istifa edecek", yeni kurulan hükümette Göreleli Hayrettin Erkmen Giresun Milletvekili olarak Çalışma Bakanı olacaktır...
Yanılmıyorsam bu yıl ya da bir önceki yıl 6/7 Eylül Olayları "Madurlarına" tazminat ödenecekti...
Bu yıllarda, son yıllarda özelleştirmelerle satılan çok sayıda devlet yatırımı da yapılacaktı: Bursa Mensucaat, Afyon Çimento Fabrikası, Erzincan Şeker Fabrikası, Erzurum Şeker Fabrikası, Tunçbilek Tesisleri, Şekerbank, Konya Et Kombinası... bunlardan.
Celal Vardar, Behçet Necatigil'in sözlüğünde de Şükran Kurdakul'un sözlüğünde de yok. Rauf Mutluay da söz etmemiş ondan 50 Yılın Türk Edebiyatı'nda... Unutulmuş Celal Vardar. Oysa ne demiş Akşam Oldu'da: ”Akşam oldu / Gün doğdu şairlere"
Sapanca Gölü'yle anımsayalım unutulmuş ozanımızı: "Sana mı kalmış / Köpürüp dalgalanmak / Enin boyun ne / Akdeniz görse / Karadeniz duysa / Ne der // Otur oturduğun yerde / Bre yavru gölüm / Güldürme kendine."
Sapanca Gölü'nü deyil de kendini yazmış sanki Celal Vardar...
HAYRETTİN GÜNAY
Yeşil Giresun, 14 Eylül 2014

ŞİİRLERİ