ÂSÛ Suçu büyüktü Âsû'nun göklerecek
Taş atmıştı güneşe doğru
Bilinmeyen türküsünde
Bilinmeyenin çağından.
Açtı uykusuzdu sayrıydı
Dolmuştu şeytanların soluğu derisine
Kötü bir ışık
Ve mavilikte duruşu çarpık ağaçların
Sövmüş Tanrısına sövmüş
Âsû Âsû
Yakılacak yakılacak
Âsû Âsû
Doymuşlar bir ilk zaman içinde
Ki sürer sıcaklığı karın karın
Kartalla doymuşlar yılanla doymuşlar
Doymuşlar yellerle yıldızla yalazla
Var olmanın hafifliği alna çizilmiş
Kötü ruhlar uyusun türlü böyalar içre
Ve ta masallara uzanır
Dudakların kızıl süsleri.
Ağaç davulların seslerinden
Âsû Âsû
Yeşiller allar sanlar
Âsû Âsû
Halay çeker korku
Uzak kuşaklarınn acısına karışık
Yontulmuş taşlarda susar
Güçsüz yumuşaklığı etin
Büyünün kara kanını üfler boynuzlara
Toprakta kök
Açık bir esrikliktir apaçık bir uykudan
Ve avın kurtuluşu işte
Kişinin gücü Tanrının büyüklüğüne
Âsû Âsû
Yankılanır dağdan dağa insandan insana
Âsû Âsû
Devrilmiş gözleri ak
Patlamış ürküden göğsü
Bütün oba ateş bütün oba ölüm
Bütün oba çırılçıplak
Açlığı uykusuzluğu sayrılığı tükenmez ama
Düşer elleri
Yaşaması parlamaz ama Âsû’nun
Ölüsü parlar
Aydınlık kaybolur yeryüzü yalnızlığından
Âsû Âsû
Seni senin karanlığın sever ancak
Âsû Âsû.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
( 1914 - 2008 )
Fazıl Hüsnü Dağlarca, Seçme Şiirler, S. 70-72
Bu şiiri sesli izlemek için tıklayınız.