GÖRMEK Görmek, karanlık yapraklar üstünde,
Gece kadar, yaşıyan rüzgârı görmek.
Göz yaşlarından sonra gelen hâtıralar gibi,
Ruha damlıyan mavi yıldızları görmek.
Görmek, bir kör gibi içinden görmek,
Ellere değen manzaraları.
Ve yine bir kör gibi ellerle yoklıyarak,
Görmek çiçekleri, görmek baharı.
Görmek altın kuşları ki uçar şiirlerde
Ve parlar bir vezin gibi ruhun havasından geçerken.
Görmek mesafelerde kalbi
Ve görmek çiçekleri, yaşıyor muyum derken.
Uzaktan geçen bir sandal ki bembeyaz,
Bembeyaz görmek engini, bir ses kadar.
İçinde vücudunu hissederek
Görmek bir mezarı, herkes kadar.
Görmek, bir dürbünün tersiyle uzaktan,
Bir bahçe, bir heykel, bir havuz.
Görmek, derin denizlerde yüzer gibi görmek,
Mavi şafakları ki aşk kadar sonsuz.
Görmek, çocukluğun yatakları kadar sıcak hislerle,
En uzak hâtıraların en güzel yerini.
Görmek, geçip giden bütün hayatı görmek
Ve düşünmek seni, düşünmek seni.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
( 1914 - 2008 )
Çocuk ve Allah, S. 150-151