SICAK KAN

Sizin için kalktım geldim ve her tarafınızdan ayrı bir koku topladım. Göğsünüzden inat, boynunuzdan uzun sonsuz bir damar, açılmış çiçeğinizden hercai polen. her tarafınıza ayrı bir koku bıraktım, genzinizde bukağı, bileğinizde en derin kuyuya atsanız sesi silinmeyecek huzursuz zaman, dibimden ilk bulunduğu günkü kadar gür ateş, kökümden nefes, sapımdan uzun sonsuz bir okun asi ıslığı. Kokularım kokularınız artık - bir çingenenin kahkahasında patlayan ansızın güneş. Sizin için kalktım, geldim. Belinize doladığım bu koldan biraz önce çözdüğüm saatte akrep yelkovana kördüğüm, içinizde hızla köpüren Dicle’de fırdöndü bir atım: Bu keman sizsiniz, bu hoyrat yay ben - alnınızda birikmiş her taneye yansıyor yüzümdeki gezgin fırtınanın topladığı iz, iki göz sizde dimdik iki giz, çıkıyorum doruğunu görmediğim merdivenden iniyorum dibini görmediğim, korkularım sizin korkularınız artık - ya şimdi ölmeyeceksem. Sizin için kalktım birdenbire yerimden, sizin için konuştu şiirin nicedir sindiği bu dil, çalıştığı bu soğumuş kas, kilitlenmiş bu kasık, bakışıma dadanan bu kırılgan şimşek sizin için çıktı gecenin simsiyah yüzüne, sizin için topladığım bulutlar ve koptuğum sağanak, ağzımdaki körelmez savaş ve bu kesik çığlıktaki taşkı, sizin için bu tutuşmuş fitil, durmadan gönderen körük, sizin için tırnaklarınızı boyayan sıcak kan. Sizin için kalktım yerimden, üstümde koyu kara tren hüznü, dilimde herkesin unuttuğu ve gizini sökmek istediği uçarı aruz, ellerimdi ateşin ucunda kıvranan, kimsenin durduramadığı soluğumdu dolaştığı an her yeri hemen kavuran, taşıdığımız ortak göçmen ruhta tuzaklarını bir bir açan ve çözen gövdeydi - sessiz geceden akan. Benim için açıldınız, kartal kanatlı pencere. Benim için uzun sonsuz saçınızdan dolanıp karadüşlerime öldünüz, toprakta benim için dirildiniz pupa yelken, güldünüz, tıkandınız, kılıcıma kın benim için delirdiniz, içiniz deniz. Sizin için kalktım birdenbire yerimden, sizin için geldim ağır ağır. Bu tohum, bu karmaşık düzenli terkedilmiş bahçe, her yeri ışıksız bu yabanıl orman sıkışıklığı yılları delerek büyümüştü içimde. Beklememiştim ki sizin için benim için beklemediğiniz dönemeçte: Çıkagelmiştiniz, çıktım geldim, sönmez artık bu uzun sonsuz yangın, kokular ve korkular, bir duruş, biriki tokadı andıran kelime, bu sokaklar, bu midye gibi kendi üstüne kapanan loş şehir izlerimizi silmez. (Adam 1993 Şiir Yıllığı)

Enis Batur
( 1952 -       )

Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2, S. 479-481





ŞİİR PARKI