GECEDESTE'DEN
gökyüzü de bilemiyor neye çevirse yüzünü
çok kararsız oniki ekim sabahı cumartesi
yağmuru denedi kimse yemedi
gürledi pek sallayan olmadı
gürledi diye gökyüzüne bakmaya vakit mi var
yirminci yüzyıl bitiyor koşturmaktayız
kimbilir neye
gökyüzü de bilemiyor ne yapsın bizlere
istvan örkeny diye bir macar yazar
bölüştü benimle şair kahvaltısını
yağmura teşne gözü kuru ekim sabahı
o bitmez tükenmez seksenbeş yılı
gözü kara çıkıyorum evden amaç tiyatro.
(Yayımlanmamış, Gecedeste)
FerhAntoloji, S. 353
kar yağıyor çok güzelsin istanbul
büyük aşkım küçük çıktı
deli gibi şarap içme zamanı
esrimeden dayanılmaz olaylar saldırısı
çok sorumsuz gemiler
demir atmış limana
bir muhteşem sıkıntıdır bana
içinden tramvay geçen beyoğlu
(Yayımlanmamış, Gecedeste)
FerhAntoloji, S. 355
temizlik var evimizde
bilmiyorum bethoven seviyor mu
gümüşhaneli fidan hanım
ama silip süpürüyor işte
bethoven eşliğinde
elinde olmayan ekonomik nedenlerle
ev özlediği temizliği fakir
özlediği evini yaşıyorlar birlikte
onsekiz mayıs cumartesi
fidan hanım yıkadığı gömlekleri terasa astı
bir açıyor bir kapıyor kararsız hava
içtiği bir madensel bixi-cola madensel kabını
lazım değilse alabilir miyim diyor fidan hanım
kumbara yapacakmış çocuklarına
al tabii fidan hanım biz onları atıyoruz
demek çocuklara kumbara olacak
bu salak bixi-cola kutusu
vay anasını
ikinci boğaz köprüsünün ayağı inşaatı yüzünden
gecekondusundan atılıyor fidan hanım
ve kocası ve çocukları
gerede'ye taşınıyorlarmış
oradan çalışmaya gelecekmiş gene de
ismi fidan kendi devetabanı kadın
gerede'de iş aramak hiç gelmiyor aklına
abla diyor bana arasıra sonra düzeltiyor ağbi diye
hep ablalar var temizliğe gittiği öbür evlerde
sonra böyle evde güpegündüz oturan ağbi yok ki
evet ama bizim evin ablası yok fidan ağbi
zambakların suyunu değiştirdim
saplarının ucundan az biraz kestim
yayıldı masama zambak kokusu
fidan hanım terasa çıktı
karşı tepelere baktı
işte dozerler gelmişler
öyle kalakaldı hüzünlü teknolojiye hırs bakarak
on gün sonra orada temel atılacak
korkunç bir şey insanın evinin dozerle yıkılması
(Yayımlanmamış, Gecedeste)
FerhAntoloji, S. 366-367
ırmakların dibinden dolanarak gider yol
dağlar geçit vermiyor artvin'den erzurum'a
karlı dağlar arasından erzincan'dan sivas'a
kumpanyanın tatil günü
turnenin en uzun yolu
gece girdik sivas'a
şakır şakır yağmurla
haziranın yirmibiri pazartesi
dokuzyüzseksensekiz ferhangi şeyler gezgini
neyse ses verdi ayvalık dolaylarından
yusuf ile annesi
telefonda uzun uzun
doğacak çocuğumuzdan konuştuk
onun bir gün kız olarak doğacağını
birdenbire yusuf'ken müjgan ferhan olacağını
hiç aklımızdan geçirmeden
(Yayımlanmamış, Gecedeste)
FerhAntoloji, S. 404
yirmidört ocak seksendokuz
salı sabahı dokuzotuzbeşte
tam dokuz ayını tamamladığı gün
yusuf yusuf diye beklenen çocuk
üç kilo altıyüz gram ve ellidört santim
babası suratlı bir kız olarak
güzelbahçe kliniğinde dünyaya gözünü açtı
adı müjgan ferhan koyuldu
sırılsıklam mutluyuz
merhaba kızım ben senin babanım
bu çetrefil dünyaya hoşgeldin
(Yayımlanmamış, Gecedeste)
FerhAntoloji, S. 405
ondört ocak cumartesi
matineye denk geldi
onat kutlar'ın cenazesi
doksandördü göremeden
bir bombayla uçtu gitti
sevgili onat ağbi
islam terör biçiminde
aydın canlar almayı sürdürüyor
devlet öyle aval aval bakıyor
azrail'in taşeron firması gibi.
(Yayımlanmamış, Gecedeste)
FerhAntoloji, S.490
Ferhan Şensoy ( 1951 - 2021 )
|