RUBAİLER - I

Bülbül gibi, sevdâ düşürür, hâra beni, Pervâne kılıp yakar gönül nâra beni, Sinemdeki ateşle bu sevdâ, bilmem, Kaç yıl daha mecbur edecek, yâra beni! Âlemde güzel ne varsa olmuş memnû, Herşey, Gelecek Hayat'ta ancak meşrû; Erbâb-ı zekâ, Cennet'e gitsek de, diyor, Dünyâda gerek zevk ile olmak meşbû! Genciz, yaşımız ömrümüzün nısfı kadar, Hâlâ bize her türlü bakış davetkâr! Bir müjde-i vuslat gibi geldikçe bahâr, Avâre-i aşk olmamak imkânı mı var? Bir bahçede kuşlar, kelebekler ve bahâr, Bir gizli buhurdandaki baygın kokular, Herşey bizi çekmekte visâl alemine; Yârab! niye herşey bu kadar davetkâr! Bir gün, ne bahâr, ne yâr, ne sevdâ kalacak, Her şey silinip, bir eski rüyâ kalacak. Bir hendese ufkunda sıkışmış rûha, Sesler, kokular birer muammâ kalacak. Hep eski muhabbetleri yadetmekteyiz; Gittikçe vefâyı itiyâd etmekteyiz. Mey içmiyoruz, bir yeni yâr sevmiyoruz, Bilmem niye ömrü iktisad etmekteyiz. Kaynaklara benzeriz, çıkar topraktan, Çağlar, köpürür, zevk alırız koşmaktan. Düzlüklere indikçe, akıp sessizce, Tekrar döneriz toprağa bir çatlaktan. Baktım da ne eski aşk mevcut, ne o yâr, Vaktiyle günah işlediğin kalmış kâr. Sönmüş bir avuç küldeki korlar gibidir; Essen de ısıtmaz seni artık anılar! Eyvah! deme dostum, güneş açıldı diye; Ömrüm yarısından daha az kaldı diye. Son faslı kaparken seni kıskansınlar, Aşkın siteminden bile kâm aldı diye! Çağlar geçiyor, gelen merâret vakti; Çok kalmadı canâna ibadet vakti. Şimdengeri nezreyledik artık yâra, Ömrün yarı faslından ibaret vakti. Olmak ya da olmamak değil, sevmek güç. Aşktır, kulu Allah’a yücelten tek güç. Allah’da yokolmak bir mertebedir, Güçtür o büyük rütbeye ermek, pek güç. Dünyâlara sahip olma hırsıyla meğer, Kaybetmiş asıl huzuru biçâre beşer. Kaarun gibi zengin olsa da yetmez kimine, Ermişlere bir lokma, bir hırka yeter. Varlık, iki-üç adım nihayet dostlar, Vuslat gibi bir tadım nihayet dostlar, Dünyâdaki mâceramızın gerçeğini Öğrenmeye başladım nihayet dostlar. Dünyâda zamanla ümidler, çok ümidler yıkılır. Sonsuz boğuşup-didişmelerden bıkılır. Bir gün de huzûr-u Hakk’a yüz sürmek için, Sessizce hayatın kapısından çıkılır. Seksen yaş için korkulu berzâh dediler, Destur demeden girdiniz eyvâh, dediler. Girdik ve de gördük ki hakikat o değil, Beyhude yanılttık sizi vah vah, dediler! Güller açılıp-soldu, gülistan bitti, Gezdik-tozduk bu eski meydan bitti, Bir faslı da Kandilli’de sürdürmek için, Artık kapadık defteri, dîvân bitti!

Fuat Bayramoğlu
( 1912 - 1996 )

Fuat Bayramoğlu'nun Rubaileri





ŞİİR PARKI