GAZEL - XXV
1. Yine zevrak-ı derûnum kırılıp kenâre düştü
Dayanır mı şîşedir bu reh-i seng-sâre düştü.
Yine gönül kayığım kırıldı, kıyılara düştü
Dayanır mı şişedir bu taşlık yollara düştü.
2. O zaman ki bezm-i candâ bölüşüldü kâle-i kâm
Bize hisse-i mahabbet dil-i pâre pâre düştü.
O zaman dost meclisinde arzu kumaşları bölüşüldü ya
Bize sevgi payından paramparça olmuş bir yürek düştü.
3. Gehî zîr-i serde desti geh ayâğı koltuğunda
Düşe kalka haste-î gam der-i lûtf-i yâre düştü.
Kah eli başına destek kah ayağı koltuğunda
Düşe kalka üzüntüsünden hasta bir halde sevgilinin lütuf kapısına ulaştı.
4. Erişip bahâra bülbül yenilendi sohbet-i gül
Yine nevbet-i tahammül dili bî-karâre düşdü.
Bülbül bahara erişti, gül meclisi yeniden kuruldu
Yine sabır nöbeti kararsız gönlüme düştü.
5. Meh-i burc-ı ârızındâ gönül oldu hâle mâil
Bana kendi tâliimden bu siyeh sitâre düştü.
Gönül ay üzerindeki yıldız kümesine meyledince
Benim talihime bu siyah yıldız düştü.
6. Süzülüp o çeşm-i âhû dedi zevk-ı vasla Yâ Hû
Bu değildi neyleyim bû yolum intizâre düştü.
O ceylan gözlü süzülerek dedi ki kavuşma zevkine son
Bu değildi (umduğum) ne yapayım, yolum özlemle bekleyişlere düştü.
7. Reh-i Mevlevi'de Gâlib bu sıfatla kaldı hayran
Kimi terk-i nâm u şâne kimi i'tibâre düşdü.
Mevlevilik yolunda Gâlib bu nedenle kendinden geçti
Bazen nam ve şanı terk etmek, bazen de saygınlık kazanmanın peşine düştü.
Şeyh Gâlib ( 1757 - 1799 )
Şeyh Galib Divanı'ndan Seçmeler,
Abdülbâki Gölpınarlı, S. 78
|