YAŞ 5:
Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.
YAŞ 7:
Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.
YAŞ 12:
Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.
YAŞ 13:
Annemle babamın elele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini öğrendim.
YAŞ 15:
Bazan hayvanların kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim.
YAŞ 18:
İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.
YAŞ 24:
Aşkın kalbimi kırabileceğini ama buna değer olduğunu öğrendim.
YAŞ 33:
Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para vermek olduğunu öğrendim.
YAŞ 36:
Önemli olanın başkalarının benim için ne düşündükleri değil benim kendi hakkımda ne düşündüğüm olduğunu öğrendim.
YAŞ 38:
Eşimin beni hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi öğrendim.
YAŞ 41:
Bir insanın kendine olan güveninin, başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim.
YAŞ 44:
Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim..
YAŞ 46:
Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü aydınlatabileceğimi öğrendim.
YAŞ 49:
Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa dönüştüğünü öğrendim.
YAŞ 50:
Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim.
YAŞ 53:
İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim.
YAŞ 55:
Küçük kararları aklımla, büyük kararları ise kalbimle almam gerektiğini öğrendim.
YAŞ 64:
Mutluluğun parfüm gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim.
YAŞ 70:
İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim.
YAŞ 82:
Sancılar içinde kıvransam bile başkalarına basağrısı olmamam gerektiğini öğrendim.
YAŞ 90:
Kiminle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.
YAŞ 95:
Öğrenmem gereken daha pek çok şeyler olduğunu öğrendim.
- * - * - * - * - * - * - * -
Dün sabaha karşı kendimle konuştum.
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun başında bir düşman vardı.
Onu vurmaya gittim; Kendimle vuruştum...
ÖZDEMİR ASAF