KÖROĞLU'NUN TÜRKÜSÜ

Bir zamanlar Çamlıbel dağındasın oğlum, Yirmi üç yaşındasın Ömrün altın çağındasın oğlum. Bağla koluna pazu bendini, Kır atının üstünde yel gibi uçarken Allı cepkeninle seyretsin bir daha Şu ardıçlı, meşeli, yemyeşil dağlar seni. Bolu Beyi'nin zindanında Babanın gözlerini oydular Sırtından sarı kirli gömleğini soydular. İlkyaz bulutları, ehemkuşağı ve sen, Dağ başındasınız her gün beraberce, İnerken Çamlıbel'e kanatlarından yıldız damlayan gece Heheheyy nağranı çekip Şöyle bir esişini bekliyorum Yedi dağdan yedi dev gürler gibi Kaytan bıyıklarını burup şöyle hir esişini, oğlum. Kulen! İlkyaz bulutları, kartallar ve sen. Genç çamlarda salınıp karatavuklar öter. Şöyle fundalıkta sevda türküleri tabur-tabur keklikler. Köroğlu çeşmesinden barış türküleriyle içer tarla kuşları Birer sorguçla süslü başları. Bolu'nun kıyı mahalleleri Kuru ekmeğini kemirip Başına dikmeden önce kırık destisini Son kez kulak veriyor geceye Ve düşlerinde gelinlik kızlar Mutlu insan türküsü bilmez Oldum olası Bolu'nun sokakları heyy! Yaşlı insanlar gihi düşünen bebelerle doludur Bütün anaların kucakları, heyy! Kuşları boldur Bolu'nun Kokulu çiçekleri mahşer gibi Güneş gibi güzel insanları. Yine de satılmış gibi sinsidir tatsızdır Bolu'nun baharı. Çayırlarda yalnız Bolu Beyi'nin atları kişner, Sokaklara onun atları işer. Geyiklerin besili böğürlerine Salt Bolu Beyi'nin okları saplanır. Ekinler biçilir harman yapılır, Bütün buğday onun ambarında toplanır. Çayırlarda bıldırcın sürüleri Onun ağlarından başkasına takılmaz Pıtrak-pıtrak elma ağaçlarına Onun izni olmadan çıkılmaz. Güzellere onun izni olmadan hakılmaz. O açar her gelinin ilk kez peçesini, Ona verir her gelin ilk gecesini. Umudun hahçesinde Onun izni olmadan sular şarkı söylemez. Onun izni olmadan bir köylü Dağdan bir muşmula koparıp yemez. Bir zamanlar Çamlıbel dağındasın, oğlum, Ömrün altın çağındasın, oğlum, Türkünü söylüyor baştan başa şehirler Kuşaklar boydan boya. Bolu ormanları üstünde batı Benzerken al ipekten gerilmiş bir halıya Her akşamüstü Bolu çarşısında Senin adınla iniyor kepenkler. Hep senin türkünü dinliyor akşamları Küçük ahırında sağılan inekler. Senin türkünü dinliyor denizciler, Senin türkünü kömürcüler. Senin türkünü söylüyor kunduracı çırakları Senin türkünü söylüyor kaydırak oynarken mahalle çocukları. Eriş Köroğlu, eriş, Baban öc almak ister ve Bolu şehri mutlu türküler söylemek. Genç kızlar seni diler Boş sofralar yemek. Heheheyy nağrasını çekip Şöyle bir esişini bekliyorum Yedi dağdan yedi dev gürler gibi Kaytan bıyıklarını burup şöyle bir esişini, oğlum.

Hasan İzzettin Dinamo
( 1909 - 1989 )

Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 1, S. 361-363





ŞİİR PARKI