BU DA BİR ÖZGÜRLÜK ŞİİRİDİR
1944 yılındasın, yanlışın yok,
Kıştı girdiğin, Temmuz ortasındasın.
Emirle de olsa açıldı ya
İşte demir kapılar ardına kadar,
Dışardasın
Tepende ne zamandır unuttuğun güneş,
Liman bildiğin gibi yerli yerinde,
Hazır Karadeniz seferine şu vapur,
Şu mavna Haliç'ten geliyor.
Poyrazdır bir uçtan bir uca esen,
Çekebilirsin ciğerlerine!
Bu ses fren gıcırtısıdır,
Durdu Beşiktaş tramvayı durakta.
Gidemezsin elinde değil;
Emrindesin insanı hiçe sayanların.
Bir liseli talebeyle vurulu bileklerin
Kırk mahkûmun sürüklediği zincire (*)
Tek suçunuz hür insanlar gibi konuşmak,
Kitaplar suç ortağınız
1944 yılındasın, yanlışın yok,
Doğrudur dağıldığı esir pazarlarının,
Tek forsa kalmadı kalyonlara çakılı.
Roma sirklerinde atılmıyor köleler
Aç aslanların ağzına,
Çoktan yerle bir ettiler Bastil'i
Kenar mahalleliler.
Özgürlük şarkısıdır söylenen Volga boylarında.
Ne Taif'tesin, ne Magosa zindanında.
Yalnız nâmı kalmıştır kaleme alanın
"Hamasat Kasidesi"ni.
Seviyoruz her zamandan fazla Fikret'i
Yeni anlaşıldı manâsı "Millet Şarkısı"nın,
Aynı "Sis"tir memleketin üzerindeki.
Bugün de vaktinde çıktı gazeteler
Geçti ilk sayfalara Beşiktaş cinayeti;
Ismarlama yazıları üstad kalemlerin,
Taksim'deki ziyafetten resimler…
Çeyrek saat uzaktasın, çok değil
O meşhur Babıali'den.
Tek satır yok sayfalarda
Bu zincirleme tutsaklık üzerine.
Çekildi dış kapıdan demir sürgüler,
Tuttu süngülüler yolları,
Topyekûn himayesindeyiz zincirlerin...
Rıfat Ilgaz ( 1911-1993 )
(*) Almanlarla siyasi münasebetlerin kesildiği günlerde, cezaevini
boşaltmak için sık sık denemeler yapılıyordu. Bu denemeler vesilesiyle vakitli vakitsiz koğuşlarımızdan çıkarılıyor, cezaevinin
daracık bahçesinde itile kakıla sıraya sokuluyorduk. İki
sıra dizilen mahkumların arasına uzun bir zincir uzatılıyor; birinci sıradakiler sağ bileklerinden, ikinci sıradakiler sol bileklerinden bu zincire
bağlı kelepçelere vuruluyordu. Böylece birbirine bağlanmış
60-70 kişilik kafileler, süngülülerin nezareti altında sokaklardan
geçirilerek teşhir ediliyordu. Disipline riayet etmeyenleri,
cezaevi müdürünün vurmaya selahiyetli olduğu, günlük emir
olarak okunurdu. İşin en garip tarafı, bu zincirleme kafilelerin
komutanları, tutuklu bulunan Turancı subaylardandı. İçerde fırsat bulunca onlarla tartışır, bu tahliye denemelerinde komutaları altına girerdik.
|
Uzak Değil, S. 96-98
Şiiri şairin sesinden dinlemek için tıklayınız.
|