DURURDU KIPIRDAMADAN
BİR KARANLIK BOLU ÜSTÜNDE
1.
(Çamlıbel’e gül getirmeye giden
Ayvaz’ın Bolu’da tutulduğunu bildirir.)
Bolu’ya giden yollar
karanlık mı karanlık
Gecenin içinde Ayvaz
Tek ışık
Bir yağmurdur yağan dağlara
Bir yağmur bugünkü gibi
Atın üstünde Ayvaz
Dünyanın ışığı sanki
Sabah adamakıllı uzaktı
Bolu’da
Güllere baktı
Güller daha açmamıştı
Kür Nehri’ne geyikler iner bu saatte
Daha inmemişti
Sabahtı işte bayağı sabahtı
Ayvaz’ıma kelepçe vurulanda
Üç kök gül elinde
Bütün çarşı durmuş bakardı
Dünyada ha Bolu Beyi ha beyler varmış
Ha karanlık.
2.
Tutsak Ayvaz’ın Ayva Ağacına söylediği
Ayva dalın uzat
Çiçek açtığın göreyim
Sen yaşıyorsan eğer
Bileyim ki dünyada
Bütün güzel şeyler
Mutlaka yaşıyordur.
Biz buğdayı sevdik
Pırıl pırıl suyu sevdik
Türlü çiçeği sevdik
Buğdayı çiçeği suyu
Sevenleri sevdik.
Tutsaklığı sevmedik
Kimseye sevdirmedik
Bir ağaç meyveye durmasın
Biz ondan yanaydık.
Ben değilim o hikâyelerdeki
Gözü dövüşte olan
Ben insanları sevdim
Şavkını dağların nehirlerin
Ne ki sabahla uyanır
Onunla uyanırım ben
Ne ki güzeldir dünyamızda
Bilirim yaşayacaktır.
3.
Gülizar’dı Gelen Aklına Ayvaz’ın
O şimdi uyanmış
Sade güzel şeyler düşünüyordur.
Gözlerinin içinde bir deniz
Mavi
Ezik
Duruyordur.
Bakar suya
Bütün balıklar suyun yüzüne çıkar.
Baksa ovalara
Yeşil eder.
4.
Çamlıbel’de kimse uyumazdı üç gündür.
Kimse kimseye bir şey sormazdı. Güller
vardı kıpırdamadan dururdu. Sular dururdu.
Havada başka gökyüzlerine gidecek kuşlar
vardı, dururdu. Gökyüzünde akıp giden
yıldız değildi. Su güzelse, ay ışığı güzelse,
ağaçların büyüyüşü güzelse, toprağın uyanışı,
bir kelebek, bir deniz kestanesi, bunlar hep
güzelse, Köroğlu bunları duymazdı. Duymazdı
kimse. İlk Ayvaz’ın atı geldi. Üç gül dalı eyere
sokulmuş dururdu. Üç gül dalının üçü de
çiçekteydi. Gül dalıyla gelen iğde, su, bir parça
gökyüzü yas içindeydi. Nar yas içindeydi.
Gül Dalı
Gül dalı
En güzel Ayvaz’ın elinde dururdu
Kökünde değil.
Nice çiçek
Onun elinde
Göz verirdi.
Nice su
Gökyüzü
O bakınca
Bir şeydi.
Nice dünyda olduğunu unutmuş şey
O olunca
Uyanır
Büyürdü.
5.
Yaslı Su
Her sabah bu ovayı
Elinden tutup büyütmek işi
Benimdi.
Her sabah yaşamayı
Daha doğru daha güzel yapmak
Bu dünyada en güzel işimdi.
6.
Anlatılır Gibi Değil Yası Çiçeklerin
Karanfil
Adın
Her sabah uyandığımız gökyüzünün yerini aldı
Hangi su olursa olsun
Yeşil sen baktıktan sonra
Bu kadar güzel
Bu gökyüzü.
Fesleğen
Sen varken karanlık bilmez
Hiçbir su.
Hiçbir su
Kaybolmaz.
Sarı Çiğdem
İlk biz geldik dünyaya
Gelir gelmez
Sevmeyi çalışmayı öğrendik
Bir gün yası öğreneceğimizi
Hiç bilmiyorduk.
Defne
Kimse ölümü övemez
Seni gördükten sonra
Kulluğu
Savaşı
Güzel gösteremez.
Lale
Yalan Ayvaz’ın laleyi sevmediği
Doğru değil sonra
İlk defa çiğdemin gördüğü dünyayı
İlk Ayvaz geldi
Bu manzara
Ona bakarak geldi
Hep ona bakarak geldik.
7.
Asılı Sazın Yası
Çiçek açmış bir badem ağacının
Bir gökyüzünün, bir gülün
İşi sade güzellikten ibaret
Nice güzel şeyin
Bir anda yaptığını dünyamıza
Benden beklemeyin bundan böyle
Bundan böyle aşkı, kardeşliği
Bu dünyada en lazım şeyi
Benden beklemeyin
Bir Ağızdan
Orada her şeyin
Uyuduğu olurdu
Bizde olmazdı
Orada suyun ormanın
Beylerden yana olduğu vardı
Bizde yoktu
Orada sabahın olacağı
Belli değildi
Bizde belliydi.
İlhan Berk ( 1918 - 2008 )
Köroğlu, 1955
|