İSYANLI SÜKÛT

Gitmişti makama arz-ı hal için “Bey” dedi, yutkundu, eğdi başını Bir azar yedi ki oldu o biçim “Şey” dedi, yutkundu, eğdi başını Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı Bir baktı konağa alttan yukarı “Vay” dedi, yutkundu eğdi başını Çekti ayakları kahveye vardı Açtı tabakasın, sigara sardı Daldı neden sonra garsonu gördü “Çay” dedi, yutkundu, eğdi başını İçmedi, masada unuttu çayı Kalktı ki garsona vere parayı Uzattı çakmağı ve sigarayı “Say” dedi, yutkundu, eğdi başını Döndü gözlerinde bulgur bulgur yaş Sandım canevime döktüler ateş Sordum “Memleketin neresi gardaş?” “Köy” dedi, yutkundu, eğdi başını Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden Ağzına küfürler doldu zehirden Salladı dilini, vazgeçti birden “Oy” dedi, yutkundu, eğdi başını

Abdurrahim Karakoç
(1932 - 2012)

Şiirler, S.190-191


ŞİİR PARKI