TUNA KIYISINDA

Evimden uzakta, annemden uzak, Kimsesiz kalmışım yâd ellerinde. Bir vefâ ararım kalbe dolacak Gurbetin yabancı güzellerinde. Tuna'nın üstünde güneş batarken Sevgili yurdumu andırır bana. Bir hayâl isterim Boğaziçi'nden; Bakarım "İstanbul!" diye her yana. İstanbul! Ey sedef mehtaplarından Hülya gözlerime ilk ışık veren! Buranın ufkunda yanıp tozlanan En munis renge de bigâneyim ben!... Ah, orda renklerin - Şark güneşiyle Naz eden- sihirbaz ahengi vardır. Bu akşam yurdumu andırsa bile Ah, orda akşamın bin rengi vardır. Bu gece gökyüzü ne kadar süslü! Bir mavi kıvılcım sanki her yıldız. Başında sırma tül, göklerin gülü, Doğanay ne güzel Turanlı bir kız! Bak, “Tuna” karanlık pırıltılarla Titreyen bir siyah elmas yol olmuş. Üstünde, bir altın kürekti sala Binerek, târihim yola koyulmuş... Önümde bu atlas, muhteşem “Tuna”; Karşıda göz kırpan “Budin” evleri. Baktım da “Peşte”nin ufuklarına Gördüm ki her Macar yurdunun eri.

Enis Behiç Koryürek
( 1891 - 1949 )

Tanzimat Sonrası Türk Şiiri, S. 139-140






ŞİİR PARKI