30 Eylül 1207 tarihinde bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Belh şehrinde (Horasan yöresinde) doğan Mevlâna Celaleddin-i Rumi şehirde Sultânü'l-Ulemâ (Bilginlerin Sultanı) olarak tanınan Bahaeddin Veled'in oğludur.
5-6 yaşlarına geldiğinde ailesi ile birlikte önce Nişabur'a ve Bağdat'a, ardından Mekke'ye geçen Rumi, 1222 yılında Anadolu'ya gelerek Lârende'de (Karaman) bir medreseye yerleşmiştir.
Medresede ailesiyle birlikte 7 yıl kalan ve bu arada Gevher Hatun ile evlenen Mevlana, Selçuklu hükümdarı Alâeddin Keykubad'ın babasını daveti üzerine yine ailesiyle birlikte Konya'ya geçmiş ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ne yerleşmiştir.(1228)
1231 yılında babasının ölümü üzerine, babasının talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna' nın çevresinde toplanmışlar ancak bir süre sonra babasının eski müridlerinden olan Burhanettin Muhakık-i Tirmizi' nin çağrısı üzerine ona katılmış ve onun ölümüne kadar ona müridlik etmiştir.(1242)
Tirmizi' nin ölümünden sonra bir süre medreselerde ders veren Mevlana 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaşmıştır. İkisi arasında büyük bir yakınlaşma ve mistik sevgi doğmuş ancak bu yakınlaşma Mevlana' nın ailesi ve öteki müridler arasında tepkilere yol açmıştır. Bu tepkiler sürerken, Şems-i Tebrizînin 1247 yılında esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolması üzerine (bıçaklanarak öldürüldüğü ve bir kuyuya atıldığı söylenir) onun öldürüldüğüne inanamayan Mevlana onun Şam'a kaçmış olabileceğini düşünerek aramak için Şam' a gitmiştir. Aramaları sonuçsuz kalınca Şems'in kendi içinde yaşamını sürdürdüğüne inanarak avunmuş ve ona karşı duyduğu sevgiyi şiirlerinde dile getirmiştir.
Çok geçmeden Şems'in yerini Selahattin Zerkubi almış, o öldükten sonra yerine, Mesnevi' sini yapmasına neden olan Hüsamettin Çelebi geçmiştir.(1263)
Ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul eden, öldüğü zaman sevdiğine, yani Allah'ına kavuşacağına inanan, bu nedenle ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyen Mevlâna 17 Aralık 1273 tarihinde yaşama veda etmiştir. Günümüzde öldüğü gün olan 17 Aralık'ta, türbesinin de bulunduğu Konya'da yapılan Şeb-i Arûs törenleriyle anılmaktadır.
Daha fazlası için tıklayınız..
BAZI ESERLERİ:
Şiir:
Mesnevî
Dîvân-ı Kebîr (Büyük Divan)
Mektubat (Mektuplar)
Fîhi Mâ Fih (Ne varsa İçindedir)
Mecâlis-i Seb’a (Mevlana'nın 7 vaazı)

ŞİİRLERİ