4 Eylül 1901 tarihinde babasının görevli olarak bulunduğu Kudüs'te dünyaya gelen Ahmet Kutsi Tecer ilköğrenimine Kudüs'te başladı. (Frères des écoles chrétiennes) Babasının Kırklareli'ne tayini üzerine ilkokul ve ortaokulu orada bitirdi. Liseyi İstanbul'da Kadıköy Sultanisi'nde parasız yatılı olarak okudu, liseden sonra iki yıllık Halkalı Ziraat Yüksek Okulu’nu bitirdi. Ardından Yüksek Öğretmen Okulu imtihanını kazanarak iki yıl Darülfünun'un Felsefe Bölümü'ne devam etti.
1925 yılında Darülfünun'daki öğrenimine ara vererek Yüksek Öğretmen Okulu bursuyla biyoloji öğrenimi için Fransa'ya gitti ancak Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde felsefe derslerini takip etti. Fransa’da bulunduğu 1925-1927 yıllarında Paris Milli Kütüphanesi'nde araştırma yapma imkanı buldu. Kütüphanede Cezayir Halk Şairleri yazmalarını bularak Türk halk edebiyatının bilinmeyen bir yönünü ortaya çıkardı. 1928 yılında yurda geri dönen şair, araştırmalarını Halk Bilgisi Derneği'nin çıkardığı Halk Bilgisi Mecmuası’nda yayınladı. 1929 yılında Darülfunun’dan mezun oldu.
Mezun olduktan sonra bir süre Sivas ve Ankara‘da edebiyat öğretmenliği yaptı. Sivas Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim Müdürlüğü, Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. 1939 yılında politikaya giren Tecer, Seyhan (Adana) milletvekili, 1943 yılında da Urfa milletvekili seçildi. 1947 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü’ne atandı. 1949 yılında kültür ateşeliği öğrenci müfettişliği göreviyle Paris’e gönderildi. 1950 yılında UNESCO Yürütme Komitesi’nde Türk delege olarak yer aldı ve topluluk içinde Türk kültürünün gelişmesine hizmet etti.
Türkiye’ye döndükten sonra 1953 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı’nda Türk tarihi ve geleneksel tiyatro, Galatasaray Lisesi’nde edebiyat dersleri verdi. 1957-1966 yılları arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde estetik, Gazetecilik Enstitüsü’nde halk edebiyatı dersleri verdi. 1966 yılında İstanbul Eğitim Enstitüsü öğretmenliğinden emekli oldu.
Yazın hayatına şiirle başlayan Tecer'in ilk şiirleri Dergâh ve Milli Mecmua gibi dergilerde çıktı. Daha sonra Varlık, Oluş, Yücel ve Ankara Halkevi'nin çıkardığı, kısa bir süre de kendisinin yönettiği Ülkü gibi dergilerde şiirleri yayınlandı. 1932 yılında yayınladığı "Şiirler" adlı kitabında topladığı şiirlerinden sonra yazdığı şiirler yalnızca dergilerde kaldı, kitap olarak basılmadı. Şiirlerini hece ölçüsünde ve yalın bir dille yazan şair daha sonra oyun yazarlığına yöneldi. Oyunlarında da halk kültürüne ait unsurları ustalıkla kullanan Tecer, kendinden sonraki tiyatro yazarlarına, özellikle “konu” ve “sahne tekniği” yönüyle örnek teşkil edebilecek eserler verdi.
Sivas’ta öğretmenlik yaptığı yıllarda çalıştığı okulda Toplantı adında bir dergi de çıkaran şair orada tanıştığı ünlü halk şairi Âşık Veysel’i Türkiye'ye tanıtan, halk müziği derlemecisi Muzaffer Sarısözen'i keşfeden kişidir. Çoğunluğu dergilerde olmak üzere Halk edebiyatı ve folklor konularında da çeşitli incelemeleri olan Ahmet Kutsi Tecer 23 Temmuz 1967 tarihinde yaşama veda etti ve Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
BAZI ESERLERİ:
Şiir:
Şiirler (1932)
Tüm Şiirleri (1980, ölümünden sonra)
Oyun:
Yazılan Bozulmaz (1946)
Köşebaşı (1947)
Bir Pazar Günü (1959)
Koçyiğit Köroğlu (1969)
Satılık Ev (kitaplaşmadı)
Arkadaş Hatırı (kitaplaşmadı)
İnceleme:
Köylü Temsilleri (1940, köy seyirlik oyunları derlemesi)

ŞİİRLERİ