BU ŞİİR ONDAN UTANIYOR

Çi bûyest in çi bûyest in meğer on yâr miyâyed Meğer on yâr-ı gül-ruhsâr ezon gülzâr miyâyed

Bu ne güzel koku böyle, bu ne güzel koku. Gül bahçesinden yoksa gelen o mu? Gece mi bu gelen, misk mi bu, amber mi bu? Bu ne güzel koku böyle, bu ne güzel koku. O pazardan tezcecik yoksa o mu geliyor, yoksa güzelimiz geri mi geliyor ne? Bu nasıl yüz böyle, bu nasıl ışık? Bu nasıl ay böyle, bu nasıl güneş? Mağaradan mı çıktı, dağdan mı iniyor, o yalnızlığın adamı, o dost? Boş yere arama şarap testisini sen. Koklama onun ağzını sen boş yere. Şu meyhaneciden mi geliyor sandın onu; dostum, onu sen kendin gibi belleme. Yolda o yapayalnızsa ne olur? Başında sarık yoksa ne çıkar? Ne bundan güneşe bir leke olur, ne ayın gösterişine zarar. Bu gece uyuma dostum, uyuma. Bir kolayına getir onu bul. Sarhoşlar meclisine hep böyle geceleyin gelir o. Bu gece uyuma dostum, uyuma. Biz duvarda asılı duran resimleriz. Bizi yapan ressamın varlık şavkı duvarın üzerine bir vurdu mu, bakarsın o anda canlanıvermiş, kımıldanmışız. Onun selvi boyu bir göründü mü, bakarsın dünya güllük gülistanlık. Kalktı bir salındı, kendini bir gösterdi mi. bakarsın kıyamet koptu gitti. Bakarsın Calinus gibi hastalar ülkesindedir o. Bakarsın hayret yurdunda dolaşır hastalar gibi. Sustum artık ben, sustum artık Bu şiir utanıyor ondan.

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi
( 1207 - 1273 )

Bugünün Diliyle Mevlânâ, S. 27-28





ŞİİR PARKI