PAŞAM'IN ARDINDAN
Solgun bir yüz gibi "Pembe"si köşkün
Ağaçlar perişan. dallar perişan.
O gamlı bahçeden belli öldüğün:
Bülbülleri susmuş, güller perişan.
Vatan'ın göğsüne yaslandı başın,
Söğüt mermerinden konuldu taşın,
Sardı yürekleri hasret ateşin;
Ya nasıl geçecek, yıllar perişan!
Havası, toprağı, suyu, çimeni;
Vatan gibi bir şey sayardık seni
Şehit kanlarıyla ıslak çizmeni
Teşekkürle öpen yollar perişan.
Söğüdün mermeri ala nakışlı,
Ey anam sevişli, babam bakışlı;
Yağmur yemiş yurt toprağı kokuşlu
Ağlayan gözlerde seller perişan.
Ak çiçekli umut baharı idin,
Huzur zemzeminin pınarı idin,
Teselllnin bir dağ kadarı idin:
Vasfını anlatan diller perişan.
Güvencimiz idin harpte, barışta,
Tanrısal'dın bizi her kurtarışta.
Vatan Ozanları mızrap vuruşta,
Acılı sazlarda teller perişan.
Söğüt mermerinin gölgesi serin.
Bu devasız ve tarafsız kederin,
Sızısı içimde derin mi derin;
Elhasıl ki Paşam haller perişan.
Şimdi iki kardeş Anıttepe'de,
Vatan minnetinden bir âbide'de,
Ölümlü âlemden geçip ebed'e:
Arkada bir evren dolduracak şan.
Necip Mirkelâmoğlu ( 1922 - 2010 )
İnönü, Ecevit'i Anlatıyor, S. 194-195
|