BAHAR GÜZELi’NİN ARDINDAN Âh ü figânımı bülbüller bile terennüm edemez; Gel ey Bahar Güzeli, gel!. bu güllerin sensiz edemez! Düşünceler mahzûn, kalblerde bin hüzün; sen gittin gideli, Firkatinle kavruldu sineler, samyeli yemiş gibi.. Ruhumuz senmişsin; dağıldı âzâlar gittin gideli.. Ne şiddetli depremmiş; sarsıldı yuvalar gittin gideli...

Sidre ülkene bir yangın çöktü ki, sorma, ardından; Yürekler alev alevdi, bakışlarsa duman duman.. Kürsün ağladı.. seccâden inledi, o sevgili adından, Yelpazen melûl melûl.. bardağın için içindi, yâdından. Yıllar ne çabuk geçerdi; şimdi günler geçmiyor sensiz! O sofralar ne tatlıydı; çaylar bile geçmiyor sensiz...

Zorluyoruz alışalım diye yokluğuna çâr-nâçâr; Eyvâh, yok olamadık sende seninle.. kaldık bîkarâr. Vaslını yâdeyledikçe deli-dîvâne olduk yer yer.. Anladık; kademinle şeref kazanıyormuş bu yerler. Resimlerinde bir teselli aradım; hicranım coştu, Buralar hayal ülkesiydi; heyhât, sensiz ne de boştu!

Islık ıslık her köşe.. niye daraldı dünya bu kadar?! Duvarlar büzüştü, odalar boğuyor.. yetiş ey Dildâr! Şu muvakkat ayrılığın acısı bile mızrak gibi; Ya ötelere uçunca n'olur, biz gedâların hâli?. Alışmışız hep varlığına.. kaynaşmışız birer birer; Medine'de sen yoksan Sultanım, Şam'a göçer Bilâller...

Şu nazdâr bahçeleri, Bahçevansız bırakma Allah'ım! Biz körpe kuzularını, Çobansız bırakma Allah'ım!.. …………………………………………………………. …………………………………………………………. …………………………………………………………. …………………………………………………………. MUSA HÛB

16 Haziran 1996 Altunizâde / İstanbul

 


ŞİİR PARKI