MEMLEKETİMİ SEVİYORUM

Memleketimi seviyorum: Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım. Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı memleketimin şarkıları ve tütünü gibi. Memleketim: Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya, kurşun kubbeler ve fabrika bacaları, benim o kendi kendinden bile gizleyerek sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir. Memleketim. Memleketim ne kadar geniş: dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana. Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum. Erzurum Yaylası'nı yalnız türkülerinden tanıyorum ve güneye pamuk işleyenlere gitmek için Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye utanıyorum. Memleketim: develer, tren, Ford arabaları ve hasta eşekler, kavak söğüt ve kırmızı toprak. Memleketim. Çam ormanlarını, en tatlı suları ve dağ başı göllerini seven alabalık ve onun yarım kiloluğu pulsuz, gümüş derisinde kızıltılarla Bolu'nun Abant gölünde yüzer. Memleketim : Ankara ovasında keçiler: kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması. Yağlı, ağır fındığı Giresun'un. Al yanaklı mis gibi kokan Amasya elması, zeytin, incir, kavun ve renk renk, salkım salkım üzümler ve sonra karasaban ve sonra kara sığır ve sonra : ileri, güzel, iyi her şeyi, hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır, çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım, yarı aç, yarı tok yarı esir...

Nâzım Hikmet Ran
( 1902 - 1963 )

Nazım Hikmet, Kuvâyi Milliye, S. 124-125, Adam Yayınları





ŞİİR PARKI