KANUNÎ'NİN ÇİZMELERİ
(Amerika'daki sergide, Ocak 1987)
Pırlanta kakmalı, koyu gül kurusu
Bir çift çizme bu,
Parlak sahtiyan deri!
El hüneri, Ahi debbağ ve çizmeci ustalarının
Göz nuru, alın teri!
Yeryüzünün Halifesi ve dünyadaki gölgesi Tanrının,
Ülkeler aşmağa, alıp bağışlamağa alışık
Yavuz Sultan Selim Hanoğlu
Kanuni Sultan Süleyman Hanın,
Üzerinde yedi renkli birer damla ışık,
İnce ve hafif, ceylan gönü çizmeleri!
Şiirde : Ehli bezm, her dem âşık Muhibbî,
Devlet ve Divan'da: Zâtı şahaneleri
Han ve Şah Hünkâr gibi,
Ama, yüzyıllarca sonra bu kez efendisinden,
Denizler aşırı Amerika'da ve yine
Baş köşede yeri!
II
Önce, özenle dokunmuş Denizli bezinden,
Besmele ve "İnna fetehnaleke fethen mübina"
Âyeti kerimesi işlenmiş üzerine
Ve sırmalı, altın toplu gönderine
Mushafı Şerif asılı (Başalem) Ak Sancak
Ve "üçü yeşil, kırmızı, sarı,
Üçü de alaca" öbür saltanat bayrakları!
Sonra, zil, davul, nakkare, nefir ve kös,
63 kişilik Mehteri Humayun
Ve dört bir yana
Göz kulak olup koşuşarak
Yol açan çavuş ve baltacılar Haşmetli Sultan'a!
Çevresinde, şehzade, hatırlı ulemâ,
Sadrazam ve vezirler,
Eyalet, sancak ve akıncı beyleri
Ve Hünkâr'ın atının yanında yürümeğe mezun
Üzengi ağalarıyla rikâp solakları!
Gerisinde, peykler, şatırlar ve diğer
Müteferrik hizmet erleri
Ve peş peşe, yaya veya atlı,
Değişik giysi, silâh ve teçhizatlı
Yeniçeri, Cebeci, Topçu ve Humbaracı bölükleri!
Yürük ve müsellemler, cerahor, canbaz,
Tatar akıncılar, gönüllüler, beşliler,
Azaplar ve deliler,
Kapıkulu süvarileri ve tımarlı sipahi
Eyalet askerleri!
Hasretle ve olanca sıcaklığıyla
Koruyup yaşattıkça emektar derisinde,
Din için, Devlet için
Sefere çıkılan o aydınlık günleri,
Kuruyup sararmış sanki biraz
Kuytu Hazinei Humayun Dairesinde!
III
Altın mührünü teslim ederken sadrazamlara
Ve teslim alırken, Sermimarı Hassa Sinan'dan,
Altın anahtarını Süleymaniye Camiinin.
Hediyeleriyle çıktığı gün huzura,
Cezayir dönüşü Barbaros Hayrettin Paşa'nın.
Ve varıp kopardığında Kızıl Elma'yı Macaristan'dan,
Giydiği çizmeler bunlar,
Kanuni Sultan Süleyman Hanın!
Dilinde yeni bir "müfred" veya "rubaî",
Has Bahçe'sinde gezinirken Edirne Sarayının.
Kılıç Alayı'na giderken veya
Cülûs, bayram ve elçi kabul günlerinde.
Şehzadelerin At Meydanı'ndaki sünnet düğünlerinde.
Silme övgü, ama, pırıl pırıl ve riyasız
Kasidesini dinlerken Şairler Sultanı Bâki'nin!
(Ben ki, sultan-ı selâtin ve burhan-ül havakin...
İnayet ve medet istida eylemişsiz
Halâsınız hususunda bu canipten...
Gönlünüzü hoş tutup âzürde hatır olmıyasız...
Atımız eyerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır
gece gündüz...)
Yazdırırken meşhur mektubunu
(Françe Vilâyetinin kralı Françesko’ya)!
(60 228 altın, iki samur kürk ve beş hil'ât:
Geleneksel hediye
Mekke ve Medine'ye,
Şahane sunu,
Hadim-ül Haremeyn-i Şerifeyn olan Hünkâr'dan!)
Uğurlarken Surra Alaylarını Topkapı veya Üsküdar'dan!
Müjdelerken, adalet üzre, doğudan batıya,
Dört başı mâmur ve muhkem Kanunnamesini.
Belgrad, Rodos, Estergon, Tebriz ve Bağdad...
Her sefer dönüşü, yeni
Bir av, değişik bir ülke atarak terkisine
Atının, zaferle girerken Dersaadet'e yine,
Giydiği çizmeler Muhteşem Süleyman'ın!
IV
Ama, ne paşalar, beyler bu kez peşinde,
Ne de amansız yeniçeri
Ve ülkeler çiğneyerek değil bu kez,
Denizler aşırı Amerika'dan,
(Değeri hiçbir şeyle ölçülemez)
Gönüller fethederek dönecek geri!
... Bin Selim Şah-Han
El Muzaffer Daima
Kanuni Sultan Süleyman'ın parlak sahtiyan deri
Pırlanta kakmalı çizmeleri!
Nüzhet Erman (1926 -1996)
Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi
Ocak 1987, S: 421, S. 28-30
|