VE NE KADAR?

İnsan ne kadar yaşar sonunda? Bin gün mü, yoksa bir gün mü? Bir hafta, yüzyıllarca? Ne kadar sürer insanın ölümü? Ne demek “Sonsuza dek”? Kafam bunlarla dolu, işin aslını öğrenmeye koyuldum. Bilgili rahipleri aradım, ayin sonlarında bekledim onları, Tanrıyı ve Şeytanı ziyaret ederlerken gözledim. Bezdiler sorularımdan. Fazla bilgileri yoktu, yöneticiydiler sadece. Doktorlar kabul etti beni, konsültasyonlar arasında, ellerinde birer neşter, batmışlar aureomycin’e, her gün biraz daha meşgul. Dediklerinden anlayabildiğim kadarıyla şöyleydi sorun: çok sürmüyordu bir mikrobun ölümü, tonlarca birden ölüyorlardı, ama yaşayabilen birkaçı kötü huylu çıkıyordu. Öyle ürkmüştüm ki gidip mezar kazıcıları buldum. Büyük boyalı cesetleri yaktıkları nehir boylarına gittim, sıska kemikli gövdeleri, korkunç lanetlerin buharını taşıyan imparatorları, bir kolera dalgasıyla serilip giden kadınları. Kumsallar gördüm ölülerden ve kül rengi uzmanlar. Fırsat bulur bulmaz soru yağmuruna tuttum onları, beni yakmayı önerdiler: bütün bildikleri buydu. İçki aralarında yanıtladılar beni yurdumda mezar kazıcılar: – “Kendine kanlı canlı bir kız bul ve bu saçmalıklardan kurtul.” Böyle mutlu insanlar görmemiştim. Türkü söylüyorlardı kaldırıp kadehlerini ölümün ve sağlığın sağlığına. Azman zinacılardı bunlar. Döndüm eve daha yaşlanmış dünyayı katettikten sonra. Artık bir şey sormuyorum kimseye. Ama her gün daha az biliyorum.

Pablo Neruda
( 1904 - 1973 )


( Şili )

Çeviri : Erdal Alova

Kuruntular Kitabı, S. 26-28





ŞİİR PARKI