HIRRENÂME

( DİŞİ KEDİ DESTANI )
"Meraklı bir Bey’in, sevgili pamuk kedisinin bir savaşta farelerin vücuduna açtığı yaralar yüzünden ölüp gözlerden kaybolması üzerine üzgün bir vaziyette söylediği mersiyedir"


Kedimin her gece böbrekle dolardı sepeti Yok idi ni'metinin, râhatının hiç adedi Çeşm-i şehlâ nigehi fârik iken nîk ü bedi Sardı etrâfını bin dürlü adûlar Kedimi gaflet ile fâre-yi idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Keyfi gelse bıyıgın oynatarak mırlar iken Kızdırırsan yüzüne atlayarak hırlar iken Kuyruğu geçse ele dırlanarak zırlar iken Sofrâda her kedinin def'ini hâzırlar iken Kedimi gaflet ile fâre-yi idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Keseyi kapsa dökerdi yere hep pâreleri Cigere işler idi tırnağının yâreleri Koşturur oynar idi kukla gibi fâreleri Deliğe sokmaz idi bir gün o âvâreleri Kedimi gaflet ile fâre-yi idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Ne zamân bir tarâfa hışım ile saldırsa eğer Başı kaplan kesilüp kuyrugı gûyâ ejder Hasmını yan bakışı eyler idi zîr ü zeber Yanına uğramamıştı ebedi havf ü hazer Kedimi gaflet ile fâre-yi idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Ürperir tüyleri bir kerre deyince mırnav Korkudan başlar idi lerzişe bakkâl ile manav Saldırırdı âdeme bulmaz ise başka bir av Yüzünü görse köpekler diyemezken hav hav Kedimi gaflet ile fâre-yi idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Sokulunca yataga kogmak ile gitmez idi Okşamakla tokadı tekmeyi farketmez idi Yiyecek görse gözü mırlaması bitmez idi Neylemezdi daha kalsaydı eger nitmez idi Kedimi gaflet ile fâre-yi idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Etmedik yer mi kodu savleti dünyâda harâb Ne imâret ne kebâbcu ne salâşu ne kasâb Hep şaşup kalmış iken bahtına akrân etrâb Akıbet eyledi devrân anı da mâh u türâb Kedimi gaflet ile fâre-yi idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi.

Namık Kemal
( 1840 - 1888 )

- Çeşmi şehlâ nigehi: Şehlâ gözünün bakışı
- Fârik iken: ayırdederken
- Nik ü bed: iyi ve kötü
- Adûlar: düşmanlar
- Fare-i idbâr: talihsizlik faresi
- Pâreler: paralar
- Zîr ü zeber: yerle bir
- Havf ü hazer: korkmak ve sakınmak
- Lerziş: titreme
- Savlet: hücum
- Mâh u türâb: ay ve toprak




Not: Rüşvet, komisyon ve yolsuzluk söylentileri yüzünden Sultan Abdülaziz tarafından görevden alınan Sadrazam Mahmud Nedim Paşa için yazılmıştır. (Diyojen dergisi, sayı 133, 1872)

Nâmık Kemâl'in Şiirleri, İnkılap Kitabevi, S. 34-35




ŞİİR PARKI