ŞİMDİ BEN DE ÖĞRETMENİM

Hayatı hecelerken tanıdım seni. Aydınlanan ufukla geldin, Girdin dünyama. Bir çiy tanesi nasıl düşerse gül yapraklarına, Öylesine, Öylesine güzel değdi ellerin saçlarıma. Annem bildim, Babam bildim, Sığındım kucağına.
Beni yalnız bırakmadın. Acı çektin zaman zaman, Ama karşımda ağlamadın. Tonlarca yükü taşıdı omuzların, Yine de yorulmadın. İlim yolunda, Çağlayan bir pınardın, Durulmadın. Koca bir çınardın gökyüzünü avuçlayan. Fırtınaların en şiddetlisinde bile yıkılmadın.
Bilmediğim yollarda, Kılavuzdun yanımda. Seninle yol aldım geçmişten geleceğe. Yol göstermekten usanmadın.
Sesinden dinledim, Saflığı, temizliği… Seninle birlikte soludum, Hayatın nefesini. Elinden hiç düşmedi tebeşirlerin; Öğrettin bana bilmediklerimi.
Bu, Elif Kızın Kağnısı’ ndaki mermi. Bu Nene Hatun, bu Ulubatlı Hasan. Bu Fatih, bu Alparslan! Bu Koca Sinan! Bu Atatürk, Tarihe destan yazan… Bu nakış Anadolu kokar burcu burcu. Bu ilmekler gelin kızların alın teri. Bu yürek, Şehidine ağlayan ana yüreği.
“Bu Konya Ovası, bereketin adı, Bu Erciyes’in gururlu başı… Bu Palandöken, bu yüce Ağrı” diyerek, Dolaştırdın baştanbaşa Türkiye’mi.
Yüreğime doldurduğun sevgi, Bayrak sevgisi, vatan sevgisi… Yüreğime doldurduğun sevgi, Atatürk sevgisi. Senin sayende öğrendim öğretmenim, Dilimi, dinimi, tarihimi… Öğrendim, İçine yalan katmadan anlattığın gerçekleri. Çünkü öğrettiklerin, Hayatın ta kendisi…
Sen öğrettikçe, Toprağa daha sağlam bastı adımlarım. O topraklarda yatmakta bilirim, Yarınlarım. Anladım ki, Şimdi ben, Dünyanın içine sığmayan Kocaman bir dünyayım. Deryayım, uçsuz bucaksız. Fikir üreten bereketli bir bahçeyim. Şimdi ben de güçlü bir yürek, Bükülemeyen bir bilek, Şimdi ben de Senin gibi aziz bir öğretmenim. Ülkü DUYSAK


ARKADAŞINIZA GÖNDERMEK İÇİN :




ŞİİR PARKI