RUBÂİLER
Her gün yeni bir can yaratır hak bende
Ergeç yeşerir kupkuru yaprak bende
Son meyvesiyim ben bir ölümsüz ağacın
Binbir tohumun sürdüğü toprak bende
Gökyüzüm olsan seni dağ gibi sevsem
Her anını yeni bir çağ gibi sevsem
Sevenler için bu dünyada ölüm yok
Ölsem de seni bin yıl sağ gibi sevsem
Bir bakıp gözlerime herşeyi anlarsın ya
Benimle kederlenir, benimle ağlarsın ya
Şu sonsuz karanlıklar hiç umurumda değil
Batmayan güneş gibi içimde sen varsın ya
Bir ömre değer sevdiğimin bir gecesi
Ağzımda duadır adının her hecesi
Fani yaşayıp böyle ölümsüz sevmek
Alemde bütün sevgilerin en yücesi
Bir damla dedim, sen bana deryâ verdin
Her ânıma renk, ömrüme mânâ verdin
Yıllarca o tek mutluluğun girmediği
Dünyâmı yıkıp bir yeni dünya verdin.
Bir gün sevilenden ve sevenden ne kalır
Gözden, o dudaktan, o bedenden ne kalır
Anlat bana ey sevgili, senden başka
Can verdiğim an âleme benden ne kalır
Bir gün bile anmaz bizi andıklarımız
Ergeç unutur sevgili sandıklarımız
En sonra kül olduk bu büyük yangında
Boşmuş, tutuşup kor gibi yandıklarımız
Hep zulmederek halkı soyup gitmişler
Eller keserek, gözler oyup gitmişler
Yıllar yılı çaldıkları dünya malını
Bir gün yine dünyada koyup gitmişler.
Dindar kişiler zannediyor hak çağırır
Aslında o fanileri toprak çağırır
Toprak anamız her zaman adil ve büyük
Her canlıyı ölmezliğe mutlak çağırır
Son ver ulu Tanrım bana küskünlüğüne
Ben çoktan inandım senin üstünlüğüne
Bambaşka bir alem yaratırdım yine de
Versen o büyük kudreti bir günlüğüne
Bitsin diyorum bunca karanlık bitsin
Boş midelerin duyduğu açlık bitsin
Madem ki eşit geldik eşit gitmeliyiz
Haksızlık imiş, zulm imiş, artık bitsin
Her zevki tadıp her şeyi bilmek ne güzel
Her sevgiyi, her neş'eyi bilmek ne güzel
İnsanlığın alçaldığı bir dünyada
Bir insanı sonsuz sevebilmek ne güzel.
Âlemdeki esrarı serencâm söyler
Sâki susar ellerde gezen câm söyler
Her mısraı nâdide rübailerle
Söylerse büyük gerçeği Hayyam söyler
Bir pınarsın, içilen ama hiç kanılmayan
Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan
Özlenen sen, özleyen sen, özleten sen
Varken, doyulmayansın; yokken, dayanılmayan.
Ümit Yaşar Oğuzcan
( 1926 - 1984 )
Ümit Yaşar Oğuzcan, Rübailer, Önsöz, S. 7-17
|