KAPANMAZ YARALAR
(Ninemin Hâtıralarından)
- Münir Tevfik’e -
Bu bir yaz akşamıydı; kuşların sesi dinmiş,
Evlerin damlarından son ışıklar silinmiş.
Dağlarla öpüşerek gün guruba varmıştı;
Sürüler köye dönmüş, sokaklar kararmıştı.
Ninemle ben bahçede çardağın altındaydık.
Çimenlerin üstüne eski bir kilim yaydık.
Susuyorduk... Rüzgârın bile dinmişti sesi.
Bacalarda tüneyen leyleklerin gölgesi
Bu elemli akşamın en canlı timsaliydi;
En çok hüzün veren şey onların bu haliydi.
Gümüş pullar işlerken göğe her doğan yıldız
Dakikalar uzandı böyle sessiz, sadasız;
Hâlâ yanımda dalgın düşünüyordu ninem.
Gönlünden geçen neydi, hüznü niçindi bilmem?
Ay doğarken uyandı ninem düşüncesinden.
Sonra olanca hüznü dökülerek sesinden.
Bana şunu anlattı: “Dinle oğlum, yıllardır
Kalbimde kapanmayan derin yaralar vardır.
Ne zaman böyle dalsam kederlerim canlanır,
İçim sızlar, gittikçe gözlerim dumanlanır.
Ölen iki yavrumun görürüm hayalini;
Her birinin o şanlı, o heybetli halini.
Hâlâ ayrılışları gözlerimin önünde:
Doksan üç senesiydi, bir sonbahar gününde
Yayılınca her yere Moskofla cenk haberi
Toplandı ertesi gün şehrin bütün gençleri.
Hepsi neş’eyle dolu, sevincinden deliydi.
Dille anlatılmaz ki o günü görmeliydi!
Giderlerken Tanrıya el açarak yalvardık;
Gözlerde sıcak yaşlar titreşiyordu artık.
Önde “Ey Gaziler”i vuruyorken davullar
El öpüp ayrıldılar nişanlılar oğullar.
O gidiş son gidişmiş... Bir daha gelmediler.
Bozgun oldu, yakılıp, yıkılıp yandı her yer.
Tuna şehit kanından kızıl bir renk alınca,
O güzel memleketler yad ellerde kalınca
Ölen iki yavrumun acısını unuttum,
Düşman elinde kalan yurdun yasını tuttum.
Daha içim yanarken bu felâket tez geldi,
Bu, evlât acısından bile çekilmez geldi.
İşte yavrum, birleşti bu iki dert gönlümde,
Belki biraz teselli bulacağım ölümde.
Ömrüm böyle zehirken katlanmak kolay değil.
Bu kadar dert içinde öyle beş on ay değil.
Nice seneler var ki bunalmış yaşıyorum;
Bağrımda en devasız kederler taşıyorum.
Artık ne zaman dalsam bu elemler canlanır,
İçim sızlar, gittikçe gözlerim dumanlanır,
Ölen iki yavrumun görürüm hayalini;
Sonra, güzel yurdumun harap olmuş halini...
Bari bu iki derdin biri şifa bulaydı.
Evlâtlarımı verdim vatanım kurtulaydı...”
1921
Necmettin Halil Onan ( 1902 - 1968 )
Necmettin Halil Onan,
Türk Büyükleri Dizisi 88, S. 69-71
|