BÂKÎ'NİN ÖLÜMÜ

O gün acı bir haber dolaştı payitahtı. Kudretli Türk şairinin karardı kutlu bahtı, Herkes büyük bir hüzün hissetti için için. Birdenbire yayılan bu haber karşısında Dükkânlar kapatıldı Sahaflar çarşısında. Her duyan yola düştü Fatih'e gitmek için. Sokaklardan geçerken er, kadın, yaşlı, taze Bütün halkı ağlatan bu muhteşem cenaze Söz mülkünün sultanı Bâkî Efendinindi. Mevkıbin en başında hüseynî perdesinden Mersiyeler okuyan hafızların sesinden Gönüllere ölümün karanlık hüznü sindi. Daha sonra, kim varsa, bey, ağa, yeniçeri Ak sakallı vezirler, eski serhad beyleri, Hepsinin ye's içinde öne düşmüştü başı. Bu elem bağlamıştı dilini her birinin. Alay durdu. Nihayet, koca Türk şairinin Dünyada son durağı oldu musalla taşı. Cemaat, karşısında el bağlayıp susunca Ulema zümresinden devrin en ulusunca Kadri tekrar edildi kendi mısralarıyle. Ölen o şairdi ki kalbinin ateşinden Yedi bendi çıkarıp bir faninin peşinden Devirlerin hükmünü yendi mısralarıyle. Bâkî gibi bu fâni cihanda bazı bazı Bir fevvâre halinde şi'rinin ihtizazı Asırların üstünden aşanlar bahtiyardır. 0 deha kartalının her kanat çarpışında Hız alan mısralara kâinatın dışında Ebediyet denilen bir tek merhale vardır.

Necmettin Halil Onan
( 1902 - 1968 )

Bir Yudum Daha, S. 28




ŞİİR PARKI