>br>

ARUZA VEDA

İlk hasretiyle gençliğimin ilk elemleri Ey paslı tellerinde gülen, ağlayan aruz Ey eski dost yâd edelim eski demleri Madem ki son sadânı dağıtmış, yorulmuşuz! Anlat alevli bir çölün üstünde ansızın Billur sesinle hıçkırarak doğduğun günü. Binbir diyarda binbir ilahi güzel kızın Anlat nasıl terennümün inletti gönlünü. Neydin gönülde, şimdi ne oldun zavallı sen Hıçkır benim de bari bu son gizli nâlemi. Timsalin âsumanda ziyalarla işlenen Bir pembe gül mü, yoksa bir altın piyale mi? Akşam gruba karşı tüten bir buhurdanın Hüznüyle şahit olma nihayet zevaline. İran yoluyla - Zühre tâcın, nağme kervanın - Şâhane geldiğin gibi şâhane git yine. Biz şimdi başka bir yeni âhenge bağlıyız: Âşık sazıyla geldi erenler bu meclise Yalnız bugün senin gibi ölgün sadâlıyız Zira bu saz da parçalanır gülmek istese. İncitmeden rübabını insafsız ellerin Zalim temaslarıyla zamanın sitemleri Ah ayrılırken, inleyerek paslı tellerin Ey eski dost, yâd edelim eski demleri...

Halit Fahri Ozansoy
( 1891 - 1971 )


Büyük Türk Şiiri Antolojisi 1, S. 97





ŞİİR PARKI