GÜLHANE PARKINDA BİR CEVİZ AĞACI

Sen bir ceviz ağacıydın Gülhane parkında Minareler karşında Minareler arkanda Baharlarda uzanıp Bakardın Boğaziçi’ne Bazen polis gölgesi düşerdi Gülhane parkının Duvarından, içine Yaprakların, ellerin Parlardı Işıl ışıl Dalların, parmakların Çıplak kalırdı Suvar payızı Faraş kışı Aradım ceviz ağacını Gülhane parkında Kurudu dediler Kurumuş Nazım’ı Yer üstünden Yer altına göçürdükleri gün, Onun kalbindeydi Ceviz ağacının filiz filiz baharı Ceviz ağacındaydı canı Mavi gözlü devin İstersen ağla Ağla gözün dolusu Boş koydu gitti Bir büyük şair sığacak kadar yerini Dünya denilen evin İstersen İnsanlı dünyanın dertlerinden kurtuldu, diye Sevin Kim bilir kaç ceviz ağacı var Gülhane parkında Filizlenir yeşil yeşil Gün düşünce yapraklara, Bakan gözler kamaşır Bir ceviz ağacı yok, artık Olmayacak Yaralı satırlar Yarım sayfalar Dolmayacak Nerde ceviz ağacı - Kurudu, dediler O ceviz ağacından mahrum kaldı Nazım yurdu dediler Sana el yetmez Ses ulaşmaz şekerim Geçtiğin dünyadan Hasretin gitmez Gitmez şekerim. 1970

Resul Rıza
( 1910 - 1981 )

( Azerbaycan )

Çeviri : İmdat Avşar

Gecenin Suskun Nağmesi, Seçilmiş Şiirler, S. 76-77





ŞİİR PARKI