DAÜSSILA

- Pertev ve şürekasına -

Bugün de Potsdam’dan süzerken Potsdam’ı, Yaktı yine içimi kimsesizliğin gamı. Gözlerim inhinasız uzayan caddelerde, Dedim: Bu soğuk şehir nerde, İstanbul nerde?.. Ve istedim birazcık size de dert yanmayı, Hayalen memlekete doğru bir uzanmayı... Burda her şey: Şehirler ve insanlar nursuzdur; Alamanlar, âdeta besili bir domuzdur. Sokaklar saatlerce uzanır bükülmeden Alamanlar dolaşır üzerinde gülmeden... Burda tebessümün de günü, saati vardır; Dükkânlar hep bir çeşit, evler hep bir karardır... Gerçi bizim evlerden temizse de sokaklar, Süslese de muhteşem meydanlarını taklar; Ne yıkık surlar gibi bu şehrin bir süsü var Ne de - ah sormayınız - ne de bir köprüsü var... Köprü, bende bulmuştu serserinin hasını; Şimdi hatırlamaz mı eski aşinasını?.. İlk ışık belirmeden karşıki tepelerde, Az mı gözümü açtım ıslak kanepelerde?.. Yorgundum, uykusuzdum, paraca tamtakırdım... Ben orda bir simide bir ceket bırakırdım... (1) Bazı geceler Köprü’yü pek canım istemez de, Gezerdim Samatya’da, Langa’da, Etyemez’de... Çoktu tel örgüleri tırmanarak girdiğim, Uykuyu kimsesiz bir bahçede kestirdiğim... Fakat yine herkese neşeli görünürdüm, Çünkü hürdüm, uçan kuşlardan daha hürdüm... Köprü gerçi soğuktur, yattığım duba katı... Bana bunlar hoş gelir... Size verdim rahatı... Ey Langa bostanında gecelediğim demler... Ve, ey şimdi gâvurca hecelediğim demler... İçim büsbütün sızlar hatırlarsam Yozgat’ı: Dumağımdadır içki âlemlerinin tadı... Soğuk yüzümü yakar, kar dizboyu olurdu; Yine gözümde tüten imamsuyu olurdu... Sürüklerdim yampiri sokaklarda mesleri; (2) Meyhanede okurdum yazdığım nefesleri... İstemezdim odamda oturup sıkılmayı, Adet ettim her gece sokakta yıkılmayı, - Bu cesareti yalnız insana rakı verir. - Kendimi sıcak kara şöyle bırakıverir, Kar üstümü örterken ben orda gecelerdim, Ne de ılık bu akşam yattığım yatak derdim. Bu hatıralar artık benden uzaklaşıyor, Deli gönül, muntazam bir vücudu taşıyor... Bir zamanlar bir pula satarken kâinatı, Kendi elimle ittim bu kaygısız hayatı... Gitmeye alışmışken ben herkesin dikine, Enayi gibi geldim Frenk memâlikine. Taşıyın şimdi benim gibi avanakları Ey birbirinden nursuz Potsdam sokakları... Potsdam, 22.12.28

Sabahattin Ali
( 1907 - 1948 )


(1) Nâzım-ı tahrir bu vak’adan sonra on beş gün kadar yelek üzerine palto giyerek dolaşm ıştı.

(2) Fakir, Yozgat’ta iken şiddet-i şita dolayısıyla mest ve lastik giyer, fakat arasıra lastikleri çamurda terkedip sadece mest ile dolaşırdı.

Not: Bu şiiri Sabahattin Ali, Almanya’daki arkadaşlarından Melahat Togar’a vermiş, Melahat Togar da şiiri 48 yıl sakladıktan sonra - yayınlanmak üzere - Asım Bezirci'ye vermiştir.

Taha Toros Arşivi, 506748006





ŞİİR PARKI