DÜNYANIN KÜLÜ
Bu yağmurda benden birileri sökülüp giderken
kırk yıldır ağırlandığım avluya dönüp
yüzüme eğilen akşamlar kirpik kirpik giderken
Dünyayı yakından görmüş bu kalem
ahşabın salındığı çarşılardan yürüyüp
ağaçların gençliğinden geçip giderken
Evlerin katlanmış kenarları yorgun
nice kül, nice tuz, nice gözyaşıyla
kardeşler küllenmiş hâtıralara giderken
Bize gündür gecenin omzundan düşen şal
sustuğumuz nemli odalar içinden
korkular kendini harflere vurup giderken
Duyarım sesi ayazda kalmış olanı
bir hançerin yamacında güneşlenen yara
gözler son defa gürültüyle kapanmaya giderken
Ben buraya daha önce de geldiydim
çok kırgındım, çok rüzgârlı ve zarif
uzun sürmüş bir ayrılığa yolluksuz giderken
İşte vardım eşiğine yaslı kalemin
ben demesem başkaları söyleyecekti
gördüklerimin içinde kördüğüm giderken
Söylenmeyecek sözler vardır yazılır
karanfil kopartılır dağlarından yalnızın
dünyanın külü ağzımda soğumaya giderken.
Şeref Bilsel ( 1972 - )
Dünyanın Külü
|