SÜRGÜN ÜLKEDEN
BAŞKENTLER BAŞKENTİNE
( EY SEVGİLİ )
IV
Ey sevgili
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma
bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa lâyık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir toz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lâmbalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil, mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü, emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili,
En sevgili,
Ey sevgili!
Uzatma dünya sürgünümü benim..
Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen, Leylâ dedimse sensin
Seni saklamak için
görüntülerinden faydalandım
Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam,
öylesine aşikârsın bellisin.
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı, en derini
Sevgili,
En sevgili,
Ey sevgili!
Uzatma dünya sürgünümü benim..
Yıllar geçti, saban ölümsüz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında, bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lâmba
Hep Kanlıca'da, Emirgân'da
Kandilli'nin kurşunî şafaklarında
Seninle söyleşip durdum
bir ömrün baharında, yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim, ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa lâyık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan
merhametin kalbi
Sevgili,
En sevgili,
Ey sevgili!
Uzatma dünya sürgünümü benim..
Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Kostantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim, ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa lâyık olmasam da
Sevgili,
En sevgili,
Ey sevgili!
Uzatma dünya sürgünümü benim..
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil,
beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme,
kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş
göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur,
geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam, külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgünümü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem,
kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.
Sevgili,
En sevgili,
Ey sevgili!
Uzatma dünya sürgünümü benim..
(Şiirler IV, S.53-56)
Sezai Karakoç ( 1933 - 2021 )
Işığın Büyüsü, S. 249-251
Şiiri Seçen: Dilşad Kaya
Şiiri şairin sesinden dinlemek için tıklayınız.
|