Sonbahar için hüzün ve ayrılıklar mevsimi derler. Çiçeklerin solduğu,yeşil yaprakların sararıp dallarından koparak ayrıldığı,parlak,mavi gök yüzünün bulutlarla kaplandığı, yağmurla beraber havaların soğuduğu mevsimdir Sonbahar.
Hatta cami minarelerinde selâlaların sık sık okunduğu, insanların ebediyete göçtüğü mevsim de denir Sonbahar'a..
İşte bir Sonbahar mevsimi daha yaşıyoruz. Yaz mevsiminin iliklerimize kadar ısıttığı sıcaklar yok artık. Gökyüzü de eskisi kadar mavi ve parlak değil. Kuş sesleride azaldı. Demişler ya bir hüzün ve ayrılıklar mevsimidir Sonbahar..
Bende hüzünlenirim bu mevsimde. Bazı yakınlarımı, dostlarımı bu mevsimde kaybettim ben. Ve 'Bende mi bu mevsimde öleceğim ' diye düşünürüm bazen. Ölüm aklıma geldikçe de soğuk bir ürperti kaplar içimi. Ve o zaman Ümit Yaşar'ın şu dizeleri gelir aklıma;
Ne kötü bir dünya bu;
sevgisiz, acımasız
Yaşarken dolu dizgin,
ölüvermek apansız
Sen, en güzel yerinde
olsan bile yaşamın
Alırlar, götürürler bir
yerlere zamansız
Bütün o sevdiklerin,
dostların, yakınların
Koyup giderler seni
orada yapayalnız.
(.....)
Ben bunları niye yazdım bilmiyorum. Demek ki Sonbaharın gelmesiyle beni de hüzün kaplamış.. 'Sonbahar bir hüzün ve de ayrılıklar mevsimidir' demiştim yazının başında.
Belli olmaz bende ayrılabilirim bu mevsimde aranızdan. Yazımı geçenlerde karaladığım şu dizelerle bitiriyorum.
Bir hüzün, ayrılık mevsimi derler ona
İşte geldi o Sonbahar,
Sararıyor, dökülüyor yapraklar.
Biliyorum çoğalacak yine bu mevsimde
minarelerde selalar
Gidenler gelmezken geri,
Sevenlerin gözlerinden akacak yaşlar..
Hoşça kalınız.
HULUSİ ŞENEL
hulusisenel@yahoo.com
