FÎH-İ MÂFÎH (*)

Bir bakışta tanıdım onu. Bulanık bir suyun akışına kapılmış gölgelere benziyordu, biçimden biçime geçen... Taşlardan taşlara devrildikçe yeni kılıklara bürünüp yeni menevişler edinen yansılar içindeydi. Gözünü yumunca sen, ardında gözkapağının durmadan renk değiştirip durmadan akan parıltılar görürsün ya hep, hem bir şeylere benzerler hem de apayrıdırlar tanıdık nesnelerden, öyle kaypak bir görüntüydü, gene de ben ilk bakışta tanıdım onu. Kimbilir ne zaman vurulmuş bir damgaydı yüreğimin bir köşesine, benim için düşünülmüş bir başka yüzdü ben daha dünyaya gelmeden, her yaratılanın Levh -i Mahfuz'da vardır bir benzeri denir ya, oydu belki. Şeytansı bir soluk yürümüş gibi silik varlığına yavaştan baktım yürüyordu karşımda yabanıl, ürkünç Şöyle bir göz göze geldik ve ben ilk bakışta tanıdım onu: Derin bir boşluktu gördüğüm yalnız, şu insan yüzümüzün ardında saklanan boşluk, arka yüzü herkesin.

Sait Maden
( 1932 - 2013 )

(*) Fîh-i mâfîh: "ne varsa içindedir" (Arapça) Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2, S. 779





ŞİİR PARKI