MESNEVİ 1

1. Derya- yi muhit cûşa geldi; Kevn ile mekân hurûşa geldi. 1. (Okyanuslar coştukça coştu Yer gök çağıldadıkça çağıldadı.) 2. Sirr- i ezel oldı aşkârâ; Arif nice eylesün müdârâ? 2. (Ezel sırrı ortaya döküldü. İrfan sahibi artık yüze gülüp durma gereğini neden duysun?) 3. Her zerre güneşden oldı zâhir; Toprağa sücûd kıldı tâhir. 3. (Güneş her zerreyi ortaya çıkardı. Temiz olanlar toprağa secde ettiler.) 4. Nakkaş bilindi nakş içinde Lâ'l oldı iyân Bedahş içinde 4. (Nakış içinde onu nakşeden anlaşıldı, Kızıl süs taşı içindeki lâl açığa çıktı.) 5. Acı su şerâ- i Kevser oldı; Har- zehre nebât- i şekker oldı 5. (Acı su kevser şarabı oldu Har-zehre [Ebû Cehl karpuzu] şeker kamışına döndü.) 6. Tiryâk mizâcı tutdı âğû; Lü'lü- yi müdevver oldı dârû. 6. (Zehir, tiryâk gibi, zehirin öldürücü özelliğini giderme vasfını edindi. Lü'lü- yi müdevver, yani zehir olarak kullanılan yuvarlak inci, panzehir oldu.) 7. Külli yer ü gök Hak oldı mutlak; Söyler def ü çeng ü ney "Ene- 'l- Hak!" 7. (Yer ve gök baştan başa Hak oldu Bu yüzden, tef, saz ve ney "Hak Benim" diye söylerler.) 8. Ma'şuk ile aşık oldı bir zat, Mahv oldı vücud- i nefy ü isbât. 8. (Sevilenle seven, bütünleşip tek oldu. İnkarın ve onayının kökü kurudu.) 9. Her katre muhît- i a'zem oldı; Her zerre Mesîh- i Meryem oldı. 9. (Her damla bir okyanus oldu Her zerre Meryem oğlu İsa oldu.) 10. Taş ü keserek oldı verd ü nesrin, Ferhad ile Husrev oldı Şirin 10. (Taş ve kuru çamur parçası gül ve yaban gülü oldu. Ferhat ile Hüsrev Şirin oldu, yani arzulanan oldu) 11. Mescûd ile sâcid oldu vâhid; Mescûd- i hakiki oldı sâcid. 11. (Secde edilen ile secde eden birleşti Secde eden gerçek secde edilen sıfatına erişti.) 12. İman ile küfr bir şey oldı; Acı ile datlu bir mey oldı. 12. (İmanla inkar aynılaştı, Tatlı ve acı bir arada eriyip aktı.) 13. Şirket aradan götürdi zahmet; Vahdetten açıldı bâb- i rahmet. 13. (Birliktelik güçlükleri götürdü Birlikten rahmet kapısı açıldı.) 14. Can ile ten oldı bir hakikat; Birleşdi şeriat ü tarikat 14. (Can ile beden bir gerçeklik oldu Şeriat ile tarikat birleşti.) 15. Eşya ikilikden oldı hâlî, Bâki Ahad oldı lâ- yezâli. 15. (Toplum ikilikten kurtuldu Sonu olmayanlar sonsuza kadar kalıcı oldular.) 16. Ey talib eger değülsen a'mâ, Gör va'de- i "Küllü men aleyhâ." 16. (Ey talep eden, eğer kör değilsen "Yer üzerinde bulunan herkes yok olacaktır." ayetindeki ecel'i gör.) 17. Ref oldı hicab-i mâ- sivali- 'ilâh'; El- kudretü ve 'l- bekâ'ü li- 'llâh. 17. (Allah ile kul arasındaki perde ortadan kalktı Kudret te, daim olmak da Allah'ındır.) 18. Gayr oldı helâk ü vech kaldı; Bahr oldı şu kim bu bahre daldı. 18. (Allah'tan başkası yok oldu, yalnız onun sureti kaldı. Bu denize kim daldıysa deniz oldu.) 19. Ger âçuh ise basiretün bâh; Gör sende Hakk'ı vü gitme irâh ! 19. (Eğer hakikati kalbinle görebiliyorsan bak Sendeki Hakk'ı gör, uzağa gitmene gerek yok.) 20. Gör sende seni ne cism ü cansen Maksûd- i vücud- i "Kün fe-kân" sen. 20. (Nasıl bir beden ve can olduğunu sen kendinde gör. "Ol" emrinin oluş sebebi sensin.) 21. Çün mü'mine mü'min oldı mir'ât, Mir'âtuna bâh u anda gör zât! 21. (Değilmi ki mümine mümin ayna oldu Aynana bak ve orada aslını gör.) 22. Her kimse ki esrüdi bu meyden, Hayy- i ebed oldı zat- i Hayy- den, 22. (Her kim ki bu meyle coştu Zat-i Hayy (Allah) katında ebediyen diri oldu.) 23. Nefsin tanıdı vü bildi Rabbi; Tevhid yolında ekdi habbi. 23. (Kendini tanıdı ve Rabb'ini bildi Birlik yolunda tohumlar ekti.) 24. Ey Hak'dan irâh olan Azâzîl, Ger div değülsen ademi bil! 24. (Ey Hak'tan uzak olan şeytan, Eğer iblis değilsen, insanı tanı.) 25. Hak'dan sana "Lâ - tuti'hu" geldi; Hem "Ve'scüd va 'ktrebib!"deyildi. 25. (Hak'tan senin için "Ona uymayın" emri geldi. "Secde edip bize yaklaş" ta denildi.) 26. Çalındı kıyametin nefiri; Ey sağır eşitmedün safiri? 26. (Kıyamet borusu çalındı Ey sağır, o sesi işitmedin mi?) 27. Haşrin güni geldi; uyhudan dür! İnanmaz isen gözüni aç gör! 27. (Kıyamet günü geldi, uykudan kalk İnanmazsan gözünü aç bak.) 28. Uyhudan uyan ki Mahşer oldı; Gör nice zemane pür- şer oldı. 28. (Uykudan uyan ki Mahşer oldu. Gör bak ne çok zamane insanı günahkar oldu) 29. Neşr oldı, uyan! Kuruldı Mizan; Haşr oldı, inan! Bilindi Yezdân. 29. (Herkese duyuruldu, uyan! Adalet tartısı, yüce mahkeme, kuruldu. Kıyamet günü oldu, İnan! Hakk bilindi.) 30. Sûr ünin eşitmedi kulağun? Dayandı bu köpriden ayağun? 30. (Kıyamet borusunun sesini kulağın işitmedi mi? Köprüden geçmeye ayak mı sürüyorsun?) 31. Çün mahrem- i "Kul kefâ" değülsen, Biganesen âşnâ değülsen. 31. (Çünkü O'nun sırrına hikmetine vakıf değilsin İlgisizsin, aşina değilsin.) 32. Yerden çıha- geldi Dâbbetü'l- Arz, Uş sirrini eyledüm sana arz. 32. (Kıyamet alamelerinden biri olan"Dabbetü'l- Arz" yerden çıkıp geldi. İşte onun sırrını sana arz ettim.) 33. Çün sen geçesen bu istivâdan, Âzâd olasan gam ü beladan 33. (Sen bu çizgiden öteye geçersen Keder ve beladan kurtulursun.) 34. Ya'ni ki bu istivâdadır Hak, Ol Mâlik- i Mülk, Hayy- i mutlak 34. (Demem o ki o mülkün sahibi mutlak diri olan bu çizgidedir.) 35. Hak'dan bu Sırât- i Müstakim'i, Bil-gil ki budur Hak'ın Naim'i. 35. (Bu dosdoğru yol Hak'tandır, Bunu bil! Bu Hak'ın nimetidir.) 36. Hem hâtem ü uş elümde ferman; Ya'ni ki benem bu gün Süleyman. 36. (Şimdi mühür de benim elimde, ferman da! O halde bu gün Süleyman benim!) 37. Mûsa benem, uş asâ elümde; Hak'dan ezeli kılıç belümde. 37. (Mûsa benim; işte asâ elimde; Hakk'ın ezeli kılıcı da belimdedir.) 38. Müşrikden ider muvahhidi fark; Eyvah ana kim işi ola zerk. 38. (Allah'a ortak koşanla Allahın birliğine inananı ayırdeder. Hile ve riyakarlık yapanın vay haline.) 39. Halkın eline basar asâyı; Ya'ni ki bilün bu istivâyı. 39. (Halkın eline asâyı verir Ki bu ayırma çizgisini bilip anlasınlar diye) 40. Hem Cennet ü Hûr ü hem Likadur, Rahman ile Arş-ı istivâdur. 40. (Hem Cennet, hem Huri hem de Allah'ın tecellisidir. Allah ile arş ve ayırma çizgisidir.) 41. Ademde tecelli kıldı Allah; Kıl ademe secde, olma güm-râh! 41. (Allah Âdem'de tecellî etti. Sen de Âdem'e secde et. Yolunu şaşırmış olanlardan olma.) 42. Şeytan- i lâine uyma zinhar! Anın sözine inanma ey yar 42. (Ey yar, sakın, lanetlenmiş şeytana uyma, onun sözüne inanma) 43. Yüzün bu cihetden ola beyzâ, Min- Fazli ilâhina teâlâ. 43. (Yüce Allah'ın faziletiyle, yüzün bu yönden ak olsun.) 44. Adem dükeli Hak oldı bil- gil! Mescûd- i hakika secde kıl- gil! 44. (Tüm insanlar Hak oldu, bil Gerçek secde edilene secde et.) 45. Fazi ister isen hakikate var! Sa'y eyle bu işe, kalma zinhar! 45. (Erdem istersen bu gerçeğe git! Gayret et, bu işte sakın geride kalma.) 46. "Enfâs- i Nesimi gör ne candır; Deryâ- yi muhit ü dürr- i kandır." 46. (Nesimî'nin nefeslerinin insana nasıl can verdiğini gör. O bir okyanus ve inci madenidir.) 47. Bir bahre dolupdurur Nesimi; Ya'ni n'ider ol zer ile simi? 47. (Nesimî bir denize dolup durmaktadır Yani o altın ile gümüşü ne yapsın?)

Seyyid Nesimî
( 14. yy. - 15. yy )


(1) Bu mesnevi'nin beyit sıralaması basma nüshalarla yazma nüshalarda başka başkadır. Buraya, Cennetzade nüshasındaki sıralamaya uygun olarak alınmıştır.

Alevi Bektaşi Şiirleri Antolojisi 1, S. 260-262





ŞİİR PARKI