FERDA - Bugünün gençlerine - Ferda senin; senin bu teceddüd, bu inkılâb... Her şey senin değil mi ki zâten?.. Sen, ey şebâb, Ey çehre-i behîc-i ümîd, işte ma'kesin Karşında: Bir semâ-yı seher, saf ü bîsehâb, Ağûş-ı lerze-dârı açık, bekliyor... Şitâb! Ey fecr-i hande-zâd-ı hayât, işte herkesin Enzârı sende; sen ki hayâtın ümidisin, Alnında bir sitâre-i nev, yok, bir âfitâb, Afâka doğ, önünde şu mâzî-i pür-mihen Sönsün müebbeden. Sönsün müebbeden o cehennem; senin bugün Cennet kadar güzel vatanın var: Şu gördüğün Zümrüt bakışlı, inci şetâretli kızcağız Kimdir, bilir-misin? Vatanın... Şimdi saygısız Bir göz bu nazlı çehreye - Allah esirgesin!- Kem bir nazarla baksa tahammül eder misin? İster misin, şu ak sakalın pâk u muhteşem Pîşâni-i vakarına, bir kirli el demem Hattâ yabancı bir el uzansın? Şu makberi, Râzı olur musun, taşa tutsun şu serseri? Elbet hayır; o makber, o pîşâni-i vakûr Kudsî birer misâl-i vatandır... Vatan gayûr İnsanların omuzları üstünde yükselir. Gençler, bütün ümîd-i vatan şimdi sizdedir. Her şey sizin, vatan da sizin, her şeref sizin; Lâkin unutmayın ki zaman tünd ü mutmain Bir hatve-i samût ile takib eder bizi, Önden koşan, fakat yine dikkatle her izi Ta'mîke yol bulan bu yanılmaz muâkibin Şermende-i itâbı kalırsak, yazık!.. Demin "Ferdâ senin!", dedim, beni alkışladın; hayır, Her şey senin değil, sana ferdâ vedîadır; Her şey vedîadır sana, ey genç, unutma ki Senden de bir hesab arar âti-i müşteki. Mâzîye şimdi sen bakıyorsun pür-intibâh, Âtî de senden eyliyecek böyle iştibâh. Her uzvu girdbâd-ı havâyicle sarsılan Bir neslin oğlusun; bunu yâd et zaman zaman. Asrın, unutma, bârikalar asr-ı feyzidir: Her yıldırımda bir gece, bir gölge devrilir, Bir ufk-ı itilâ açılır, yükselir hayât; Yükselmeyen düşer: Ya terakkî, ya inhitât! Yükselmeli, dokunmalı alnın semâlara; Doymaz beşer dedikleri kuş itilâlara... Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır; Durmak zamânı geçti, çalışmak zamânıdır! (Haluk'un Defteri

Tevfik Fikret
( 1867 - 1915 )

Tevfik Fikret, Türk Büyükleri Dizisi: 18, S. 85-86

YARIN

- Bugünün gençlerine -

Yarınlar senin; senin bu devrim, bu yenilik.. Her şey senin değil mi zaten?.. Sen, ey gençlik, Ey umudun güzel yüzü, işte karşında aynan: Temiz ve bulutsuz, ağaran bir gök, Titreyen kucağını açmış, bekliyor.. Koş, çabuk! Ey hayatın gülerek doğan sabahı, işte herkesin Gözleri sende; sen ki hayatın umudusun, Alnında yeni bir yıldız, hayır, bir güneş. Doğ ufuklara, önünde şu sıkıntılı geçmiş Sönsün sonsuza değin. Bir daha yaşanmasın o cehennem; senin bugün Cennet kadar güzel yurdun var; şu gördüğün Zümrüt bakışlı; inci gülüşlü kızcağız Kimdir, bilir misin? Yurdun.. Şimdi saygısız Bir göz bu nazlı yüze -Tanrı esirgesin- Kötü bir gözle baksa, katlanabilir misin? İster misin, şu ak sakalın temiz, görkemli, Onurlu alnına, bir kirli el şöyle dursun, Hatta yabancı bir el uzansın? Şu mezarı Bırakır mısın, taşa tutsun bir serseri? Elbette hayır; o mezar, o onurlu alın Kutsal birer örneğidir yurdun.. Yurt çalışkan İnsanların omuzları üstünde yükselir. Gençler, yurdun bütün umudu şimdi sizdedir. Her şey sizin, yurt da sizin, şeref de sizin; Ama unutmayın ki zaman ağır, güvenli, Sessiz adımlarla arkamızdan gelir. Önden koşan, ama dikkatle her izi İncelemeye yol bulan bu şaşmaz izleyici Paylayıp utandırırsa bizi, yazık! Demin ’’Yarınlar senin’’, dedim, beni alkışladın; hayır, Bir şey senin değil, sana yarın emanettir; Her şey emanettir sana, ey genç, unutma: Senden de hesap sorar, yakınır gelecek. Geçmişe şimdi sen ibretle bakıyorsun, Gelecek de senden böyle kuşkulanacak. Her organı ihtiyaç kasırgasıyla sarsılan Bir kuşağın oğlusun; bunu arasıra anımsa. Unutma; çağın şimşeklerin bollaştığı çağdır: Her yıldırımda bir gece, bir gölge yıkılır, Bir yükseliş ufku açılır, yükselir yaşamak; Yükselmeyen düşer: ya ilerlemek, ya yıkılmak! Yükselmeli, dokunmalı alnın göklere; Doymaz insan denilen kuş yükselmelere... Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır; Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır!

Sadeleştiren:

Asım Bezirci

Tevfik Fikret, Bütün Şiirleri, Can yayınları, 1984

Şiiri sesli izlemek için tıklayınız.





ŞİİR PARKI