RÜCÛ ( Dönüş )

Hayır, hayır, sana râci’ değil bu tel’înât, Bütün bu levm ü te’ellüm, bu ibtikâ-yi hayât Hayât'i milleti ta'zib eden, muhakkar eden, Çamurlıyan ne kadar levs varsa hep birden Kucaklamış taşımış bir muhite aiddi; O mel'ânet gecesinden uzaktayız şimdi. [ Hayır, hayır, bu lanet etmeler sana değil, Bütün bu kınama ve elemleme, bu hayal ağlaması milletin hayatına azap veren, hakaret eden, onu çamurlayan ne kadar kir varsa hep birden kucaklamış, taşımış bir çevreye aitti. Şimdi o melunluk gecesinden uzaktayız. ] Karıştı leyl-i musîbet leyâl-i nisyana, Açıldı gözlerimiz bir sabâh-ı rahşâna. Sen, ey muhît-i teceddüd, o leyl-imenhûsun Seninle nisbeti yok; sen şereflisin, ulusun. Ne sis yüzünde ne zûl; bilâkis, safâ vü vakaar, Doğan güneş gibi sâfi bir infilâkın var. [ Musibet gecesi unutulmuş gecelere karıştı, Gözlerimiz parıltılı bir sabaha açıldı. Ey yenilik çevresi, o uğursuz gecenin seninle ilgisi yok; sen şereflisin, ulusun. Yüzünde ne sis, ne alçaklık; bilakis safa ve vakar var. Doğan güneş gibi saf bir açılışın var. ] Ufukların bütün enzarı sende, pür-hayret; Bugün senin medeniyyet, müsâlemet, safvet. Adâlet isteyen âvâz-ı-hak nümûnunla, Bugün senin harekâtın veya sükûnunla, Takarrür eyliyecektir huzûr-i istikbal; Senin selâmet-i fikrin demek selâmet-i hâl! [ Ufukların hayret dolu bütün bakışları sende, bugün senin uygarlık, barış, saflık, adalet isteyen hak gösterici yüksek sesinle, bugün senin hareketlerin veya duruşunla geleceğin huzuru karar bulacaktır; Halin iyi olması senin düşüncenin iyi olmasına bağlıdır. ] Güzel düşün. İyi hisset, yanılma, aldanma. Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma. Koş ittihâda, teâliye, sa'ye, ikbâle; Fakat unutma ki yol intizâm-ı meşvetle Yakınlaşır, kısalır.. Doğru at adımlarını; Düşün; bugünkü adımlar hazırlıyor yarını! [ Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma, Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma. Birleşmeye, yükselmeye çalışmaya, ikbale koş; fakat unutma ki yol, yürüyüşün düzenliliğiyle yakınlaşır, kısalır.. Adımlarını doğru at; Yarını bugünkü adımların hazırladığını düşün. ] Ve siz, ey ordumuzun anlı şanlı efrâdı, Siz ey güzel vatanın bergüzîde evlâdı, Siz ey küşâde alınlar, güzîde vicdanlar, Siz ey yürekli ve aslan yürekli insanlar! İçimde şimdi ne hisler, nasıl temenniler, Ne neş'eler coşuyor, bilseniz, ne vecd-âver Terâneler coşuyor.. Bunların hâkir ü güzîn Meâli şi'ri sünûhâtı, rûhu, lâfzı sizin; Sizin ne varsa sizin; hepsi hepsi hepsi sizin! [ Ve siz, ey ordumuzun anlı şanlı mensupları, siz ey güzel vatanın seçkin çocukları, siz ey açık alınlar, seçkin vicdanlar, siz ey yürekli ve aslan yürekli insanlar! Bilseniz içimde şimdi ne duygular, ne dilekler, ne neşeler coşuyor; bilseniz ne coşkunluk verici nağmeler coşuyor.. Bunların bayağı, seçkin anlamı, şiiri, ilhamları, ruhu, sözü, sizin ne varsa sizin, hepsi, hepsi, hepsi sizin! ]

- 11 Temmuz 1324 -

Tevfik Fikret
( 1867 - 1915 )

Tevfik Fikret - S.82-83, Yaşar Nabi Nayır, Varlık Yayınları, 1995




ŞİİR PARKI