"Eledim Eledim Höllük Eledim" türküsü, evlat acısıyla kavrulmuş bir annenin feryadını dile getirir. Bu meşhur Erzurum türküsü, Allah kimseye yaşatmasın dedirten, yürek dağlayan bir hikayeye sahiptir.
Bir Umutsuz Bekleyişten Evlat Edinmeye
Hikaye, Erzurum'da yaşayan yeni evli bir çiftin hayatıyla başlar. Evliliklerinin üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen bir türlü çocuk sahibi olamayan çift, zamanla ümitlerini yitirir ancak içlerindeki evlat hasreti hiç dinmez. Son çare olarak bir erkek bebek evlat edinmeye karar verirler.
Acıların Ardı Kesilmeyen Bir Hayat
Ne yazık ki bu minik evlatlığı öpüp koklamaya dahi fırsat bulamadan, genç baba vefat eder. Anne, küçük evlatlığıyla birlikte büyük zorluklar ve imkansızlıklar içinde hayata tutunmaya çalışır.
Yıllar geçer, evlatlık oğlan büyür ve genç bir delikanlı olur. Vatan savunması için eli silah tutan herkesin askere alındığı bir dönemde o da cepheye gider. Ancak ne yazık ki bir süre sonra şehitlik haberi gelir.
Bu acı haberle zaten köz gibi yanan anne yüreği daha da kavrulur. Evlatlık acısıyla paramparça olan anne, işte bu ağıdı yakar:
ELEDİM ELEDİM HÖLLÜK ELEDİM
Eledim eledim höllük eledim
Aynalı beşikte yavrum bebek beledim
Büyüttüm besledim asker eyledim
Gitti de gelmedi yavrum buna ne çare
Bir güzel simadır aklımı alan
Aşkın ateşidir yavrum sineme dolan
Beni kınamasın ehli din olan
Gitti de gelmedi yavrum buna ne çare
